Burak Cilasun

Burak Cilasun


Sezen Aksu ve Vurun Kahpeye ...

19 Ocak 2022 - 12:27 - Güncelleme: 19 Ocak 2022 - 12:42

Halide Edip Adıvar'ın Vurun Kahpeye romanını bilirsiniz. Bilmeyenler için kısa bir özet geçmek gerekirse, İstanbullu idealist bir öğretmenin Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu'da bir kasabada görev yapıp milli mücadeleye desteği konu edinilmiştir. Yazık ki baş karakter Aliye, gerici kimseler tarafından romanın sonunda taşlanarak öldürülür. Kitabın 1949, 1964 ve 1973 yıllarında üç kez yapılan sinema uyarlamalarında, Aliye'nin "Vurun kahpeye" sözleri altında hakaretlerle köy meydanına sürüklenip, ardından taşlanarak şehit edildiği sahne unutulmazdır.

Çocukluğumdan beri büyük bir üzüntüyle izlediğim bu sahnenin gerçeğini, yaşım büyüdükçe Afganistan vb. çağ dışı ülkelerde gördükçe Atatürk'ün büyüklüğünü bir kez daha görüp, bu topluma kazandırdıklarına bir kez daha şükrettim.

Lakin son birkaç yıldır Türkiye'de de aklımın almayacağı olaylar oluyor.

Hatırlayacaksınız 2018'de toplanan bir grup, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in evinin önüne gitmiş, burada eylem yapmış, çok ağır ifadeler kullanmıştı.

Ve birkaç gün öncesi...

Kendilerine Milli Beka Hareketi adını veren bir güruh ve onların kendi sitelerine göre ilkokul 1'de sınıf başkanı olduğundan beri hep başkanlık yapmış olan "Cuppa"dan cunta çıkaran Einstein misali önderleri, gece vakti Sezen Aksu'nun kapısının önüne gidip "Din elden gidiyor" minvalinde eylem yaptı. 

Aklım almıyor dostlar...

Gecenin vakti bir kadının evinin önünde toplanan kalabalık bir erkek grubunun eylemini basit bir tepki, bir demokratik hak olarak görebilir miyiz? Bunun adı apaçık evine kadar hedef gösterme değil midir? Bahsettiğim bu iki eylemden dolayı ben bugün Sezen Aksu'nun da Meral Akşener'in de evinin yerini biliyorum. Benim bunu bilmem doğru mu? Ben öğrendiğime göre niyeti kötü olabilecek kişiler de öğrenmedi mi?

Sezen Aksu'nun kaç yıl önce yazdığı şarkıda geçen söz, toplumun bir kısmı tarafından hoş karşılanır ya da karşılanmaz. Beğenen dinler, beğenmeyen dinlemez. Hatta yaptığının suç teşkil ettiğini düşünürseniz yargıya başvuruda bulunmak da bir haktır. Fakat mesele o değil... 

Esas mesele Vurun Kahpeye misali, gece vakti bir kadının evinin önünde toplanıp, bunu da demokratik hak diye sunmaktır.

Din adına konuşma hakkını kendinde görüp, kadını çalışma hayatından koparmaya çalışanların kol gezdiği, kadınlara namusmetre takmaya çalışanların olduğu, Kadın cinayetlerinin en vahşi örneklerinin sergilendiği, neredeyse arka arkaya "Namusumdu, kıskandım, sevdim istemedi" katliamlarının işlendiği ülkemizde, sebebi ne olursa olsun kadınların kapısı önünde eylem kabul edilemez.

Tarikat şeyhinin kız çocuğuna tacizine ses çıkaramayan, o zaman dinin elden gittiğini düşünmeyen yahut düşünse de dile getirmeyen bu topluluklara karşı, ülkemizin aklı, vicdanı, fikri hür insanlarının bir arada ve cesurca ses çıkarması gerekmektedir. Bunun da adı Sezen Aksu'nun şarkısını savunmak değil, bir kadının ve bir annenin gece vakti evinin önünde toplanılacak kadar pervasızca hareket edenlere karşı birlik olmaktır. 

Meselenin özü bu ülkede bir daha hiçbir kadın için Vurun Kahpeye dedirtmemektir.

YORUMLAR

  • 0 Yorum