Burak Cilasun

Burak Cilasun


Er meydanına çıkmadan adaylık olur mu?

19 Aralık 2023 - 10:22 - Güncelleme: 19 Aralık 2023 - 10:56

Yerel seçimler yaklaşırken, binlerce İzmirli farklı partilerden belediye başkanı ve belediye meclis üyesi olmak için aday adaylığı başvurusu gerçekleştirdi.

Aday adayları şu anda sokak sokak çalışıyor. Muhtarları, STK'ları, esnafı geziyor ve broşüründen pankartına, sosyal medyadan basına kadar yoğun bir kampanya gerçekleştiriyor. Yine aynı aday adayları, seçim bölgeleri için projeler üretiyor, orayı nasıl geliştireceğini insanlarla paylaşıyor.
 Elbette bunları yapmak da hem zaman hem de maddi fedakarlık gerektiriyor.

Peki aday adayları bunu yaparken madalyonun diğer yüzünde ne var? Kendini gizli forvet olarak görüp, aday adaylığı sürecinde adeta "Bırakın oyalansınlar" diyerek çevresine de "Parti beni aday gösterecek" diyenler var.

Gazeteci olmayı geçerek söylüyorum ki, bir vatandaş olarak ben bu kağıttan kaplanlığa karşıyım. 

Partiler adaylarını mutlaka aday adaylarından seçmeli ki, aday adayı olmanın bir anlamı olsun. Elbette bazı istisnai durumlar var ama adı üstünde istisna. Yoksa genel merkezde benim şuyum var, falancayı tanıyorum diyerek kapı aşındırdıktan sonra, aday olduğu seçim bölgesine paraşütle inip sonra da mehdi inmiş gibi davrananların, seçim kazansalar bile başarılı ve tuttuğunu koparan yöneticiler olmasını beklemiyorum. 

Dolayısıyla gerek yerelde iktidar olan CHP, gerekse de muhalefette olan AK Parti bu konuda çok daha hassas olmak durumunda. Örneğin Çiğli'de AK Parti'nin iki resmi adayı var. Biri Mehmet Ali Kalafat, diğeri de Nedim Aslan. Bir de duyuyorum ki gizli aday varmış. Adaylığını halktan gizleyen biri, halka nasıl başkanlık edecek?

Aynı durum Cumhuriyet Halk Partisi'nde de geçerli. Hatırlayacaksınız geçmişte Karşıyaka Belediye Başkanlığı yapmış Hüseyin Mutlu Akpınar, aslında Konak'tan aday adayıydı. Konak'ın İzmir'in ruhu olduğuna dair açıklamalarda bulunan Akpınar, "Hayalim, Konaklıların hayallerini gerçekleştirmek." demişti. Sonra Karşıyaka Belediye Başkanı olunca "Bir başkan, bir şehir, bir aşk" kitabını gördük. Bu dönemdeyse birden çok ilçeden aday adaylığı dosyası alanları görüyoruz. Yahu arkadaş sen bir ilçeye hizmet mi etmek istiyorsun yoksa başkan olayım bir koltuğum olsun da neresi olursa olsun mu diyorsun?

Şimdi gelelim bu seçim öncesi İzmir'e... İYİ Parti'nin tek başına seçime girme kararı elbette CHP'yi etkileyecek. HDP'nin ise son dakikaya kadar ne yöne "DEM"leneceği belli değil. Eğer onlar da kendi adaylarıyla ilerlerse CHP'nin sandıktaki kemik oyunu hep birlikte göreceğiz. Tabii DEVA, Gelecek, Saadet gibi partilerin oyunu da görmüş olacağız. 

Dolayısıyla Büyükşehir ve ilçelerde AK Parti ve CHP arasında geçecek olan bir seçimde, oy dengesi uzun süre sonra bu kadar kritikken "onun kaynı, bunun akrabası, falancanın kaç yıllık dostu" gibi kavramlarla yol yürüyecek olanlar, bu seçimin kaybedeni olacaktır.

Kazanmanın yolu, belediye başkanlığından meclis üyeliğine kadar dengeli listelerle sokağın sesine kulak vermekten geçecek.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum