Burak Cilasun

Burak Cilasun


Partili bürokrasi açmazı

25 Mayıs 2020 - 11:17

CHP başta olmak üzere muhalefetin yıllardır isyan ettiği bürokraside kadrolaşma kavramının, bugünlerde AK Parti cephesinde de iyiden iyiye rahatsız ettiği, kulislerde iyiden iyiye yükselen tepki seslerine sahne oluyor.

Peki bu duruma nasıl gelindi? Cevabı kronolojik sıralamaya baktığımız zaman anlamak çok da zor değil.

AK Parti'nin göreve geldiği 2002 yılından, Abdullah Gül'ün Cumhurbaşkanı oluşunun ilk birkaç yılında siyasi iktidarın sandık gücünü kabul etmeyen bürokratik bir gücün olduğu aşikar. YÖK, Üniversitelerarası Kurul, yargı ve askeri bürokrasinin o yıllardaki yaklaşımı hafızalardaki yerini koruyor. Bürokrasinin kendini siyasetten üstün görüşünün en büyük göstergesiyse Abdullah Gül'ün eşi Hayrünisa Gül'ün başörtüsü nedeniyle karşılama ve el sıkma gerilimlerini gösterebiliriz.

Sonrasında ne oldu? İktidar partisi, zaman içinde kendisine direnç gösteren bürokratlara karşı galip gelirken, bu kez de kripto sorunu ortaya çıktı. Siyasi iktidara yakınmış gibi davranıp, özünde Pensilvanya tarafından yönetilen kriptoların devlete verdiği zararın en büyük ceremesini yine AK Parti çekti. 17-25 Aralık süreciyle birlikte kriptoların deşifre olmaya başlaması ve 15 Temmuz'daki darbe girişimiyse bürokrasi ve siyaset ilişkisinde yeni bir perde açtı.

FETÖ'den temizlenen/temizlenmeye çalışılan kadroların yerine konan bürokratlar, bir geçiş süreci misali liyakattan çok sadakat ön koşuluyla göreve getirilince yeni sorunlar ise kaçınılmaz oldu. Düne kadar siyasetin gücünden endişeli bürokratlar, biraz da yeni dönem, yeni sistem ve konjonktürden güç alarak, siyasi kadrolara "Biz dava adamıyız" diyecek kadar partiliden daha partili bir hal aldı. 657'ye tabi olan ve siyaset yapmaları yasak olan bu bürokratların en büyük çözümü ise Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan yola çıkmaları... Belki bir bürokratın ülkenin cumhurbaşkanının sözlerini paylaşması normal olabilir ama Cumhurbaşkanı partili olunca, işler o noktada karışıyor. Hangi söz devlet meselesi, hangisi siyaset... Aslında herkes biliyor ama bunun yönetmelikte bir karşılığı olmadığı için, oluşan boşluk karmaşa yaratıyor.

Bugün gelinen noktada iktidar partisinin üyeleri dahi bakanlık ve bakanlıklara bağlı müdürlüklere gittiklerinde işlerini çözememekten yakınmakta. Partinin gücü bugün partililerin değil bürokratların gücüne dönüşmüş durumda.

Korkarım ki bürokrasinin bu denli güçlenmesi, partiliden daha partili bürokratların devlet kademelerini doldurması, önce militan bürokrasi, ardından da elitizmi doğurur. Kuruluş felsefesinde bürokratik elitizme savaş açan AK Parti'nin bugün kendi içindeki en önemli sorunlarından biri de bu durumdur. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum