Burak Cilasun

Burak Cilasun


Karşıyaka'da Tabela Polemiği Bize Neyi Gösterdi?

22 Aralık 2020 - 17:36 - Güncelleme: 22 Aralık 2020 - 18:03

Karşıyaka'da AK Parti ve CHP'yi karşı karşıya getiren logo tartışmaları, Karşıyaka Belediyesi'nin tabelayı değiştirmesiyle birlikte şimdilik son bulmuşa benziyor. Gerçi son birkaç aydır çok yoğun bir şekilde ilçede farklı konulardan karşı karşıya gelen iki parti, İzmir yerel siyasetinde ibreleri Karşıyaka'ya çevirdi.

Logo meselesine geldiğimizdeyse, belediye tarafından hazırlanan logonun HDP logosuna benzeyip benzemediğine ilişkin kişisel bir görüş açıklamaktansa süreci değerlendirmeyi daha doğru buluyorum. 

Öncelikle şunu söylemek gerekiyor ki İstanbul Küçükçekmece'de PYD/YPG logosu benzeri bir logonun bir çocuk parkına işlenmesi sonrası yaşanan tartışmalara ve işin koparacağı siyasi fırtınaya baktığımızda, AK Parti Karşıyaka İlçe Başkanı Didem Dereboylu Keseli ve AK Parti İzmir Büyükşehir ve Karşıyaka Belediye Meclis Üyesi Ahmet Uğur Baran'ın çıkışları sonrasında bana göre belediye, bu logoyu ya hemen değiştirmeli ya da yaptığı işin arkasında durmalıydı.

Zira bu benzetmeyi hem "alçakça yakıştırma" gibi, "uydurma logo" gibi "seviye yoksunu karalama" gibi çok sert ifadelerle reddedip, sonunda da logoyu değiştirmek olmadı. Eğer AK Parti'den tepki geldiği anda Sayın Cemil Tugay, "Toplumda niyetimizin yanlış anlaşılmasına yol açan logoyu kaldırıyoruz." deseydi, konuyu polemik haline getirmeden kapatacaktı. Lakin başta Sayın Cemil Tugay'ın sosyal medyadaki "yorum savaşı" sırasında sarf ettiği sözler ve ilçedeki CHP'li meclis üyelerinin logoyu savunması sonrası, cansiperane müdafaa tabelanın kaldırılmasıyla son buluyorsa burada bir strateji hatası var.

Dolayısıyla CHP Karşıyaka'ya tabela meselesinde kaybettiren strateji hatasıdır. Madem bu kadar sert sözlerle savunulacak, "alakası yok" denecekti, o halde logo kaldırılmayacaktı. Sayın Cemil Tugay böyle bir malzemenin verilmesi sonrası kurmay heyetini mutlaka gözden geçirmelidir. "Biz bu logoyu yaptık ama AK Parti'den siyasi bir hamle gelebilir." diyecek birileri o ekibin içinde olmalıydı. 

Bununla birlikte konuya AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya'dan tutun da AK Parti Grup Başkanvekili ve İstanbul Milletvekili Dr. Mehmet Muş'a kadar AK iktidar cephesinden ciddi bir vekil desteği gelirken, CHP milletvekillerinin konuya pek müdahil olmayışı, CHP Karşıyaka'nın ve dolayısıyla Karşıyaka Belediyesi'nin yalnız kalmasına yol açmıştır. CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel'in polemik yaşanırken ve tabelanın kalkış sürecinde sessiz kalıp, tabela kalktıktan sonra açıklama yapmasının yarattığı etkiyse tabir-i caizse ancak cenaze namazına katılıp "iyi bilirdik" demek kadar etkili olabilmiştir.

AK Parti'ye gelirsek; 

Gerek bugüne kadar özellikle ilçe siyasetinde yaptığı sert çıkışlarıyla tecrübeli bir siyasetçi olduğunu rakiplerine hissettiren Meclis Üyesi Ahmet Uğur Baran, gerekse de göreve geldikten sonra hem "Karşıyaka'da 500 gün" basın toplantısı hem de alkol ruhsatı polemiğindeki başarısıyla İzmir siyasetinin yeni ve çarpıcı ismi olarak tanınmaya başkanan Didem Dereboylu Keseli, bu polemikten istediklerini almışlar mıdır? Hem tabelanın kalkması hem de CHP'nin stratejik hatasıyla bence fazlasıyla aldılar. AK Parti Karşıyaka İlçe Yönetim Kurulu'nun da sosyal medyadan verdiği destekle birlikte AK Parti siyaseti ilçede bir ekip ruhunu bu olayla birlikte kazanmıştır.

Bu da bize gösteriyor ki, 2021 yılı Karşıyaka'da oldukça sıcak bir yıl olacak. Her ne kadar oy oranı anlamında iki parti arasında bugüne kadar gerçekleşen seçimlerde ciddi fark olsa da, belediyenin icracı yapısı herhangi bir hata ve yol kazası yapması durumunda karşısında ciddi tepki bulacağını bilerek hareket etmek zorunda.

Konuya ilişkin diğer meclis partilerine de birer parantez açmak gerekirse;

İYİ Parti'nin konuya müdahil olmayışı, çok da başarılı bir yaklaşım değil. Zira siyasette sessizlik zayıflıktır.

HDP cephesiyse bana göre kendi açısından başarılı bir süreç götürmüş ve Milletvekili Serpil Kemalbay, "Logomuza benziyor diye logoyu kaldırmak nedir?" diye CHP ile karşı karşıya gelmeden, konuyu bağlamıştır.

MHP'yi sona bırakmamın sebebine gelirsek; 

MHP Karşıyaka İlçe Başkanı Akif Yılmaz'ı bir tarafa koyuyorum ama milletvekili bazında MHP bu polemiğin en zayıf halkası olmuştur. Zira sert açıklama yapacağım diye Karşıyaka Belediyesi'ne bağlı Kent A.Ş tarafından işletilen restoranı "İzmir Büyükşehir Belediyesi işletiyor" diyen MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu da, tabela kalktıktan sonra açıklama yapıp "Kınıyorum ve olayın takipçisi olacağım" diyen Tamer Osmanağaoğlu da aslında konudan bihaber olduklarını göstermişlerdir.

Açıkçası gerek Hasan Kalyoncu gerekse de Tamer Osmanağaoğlu açıklama yapmasaydı biz onların konuya daha müdahil olduklarını, olaya daha vakıf olduklarını düşünecektik. 

Sonuç olarak siyasettir; polemikler yaşanır, sert cümleler kurulur. Bu söylem savaşları siyasilerin birbirini tartması ve hatta kendilerinin ve rakiplerinin ekiplerini tartması açısından önemli tüyolar verir. Bakalım tabela polemiğinden kimin ne ders çıkardığını, önümüzdeki süreçte göreceğiz.

YORUMLAR

  • 0 Yorum