Burak Cilasun

Burak Cilasun


Hamdi Türkmen'in ardından...

10 Ağustos 2022 - 15:03 - Güncelleme: 10 Ağustos 2022 - 15:24

Gazetecilik nedir? Duyduklarını kağıda geçirmek midir yalnızca? 

Elbette hayır.

Gazetecilik olayları aktarmak olduğu kadar, olabileceklere de yön verebilmektir.

Haftanın başında bunu yapabilen ve gazetecilik mesleğinde bana ustalık etmiş iki isimden biri olan Hamdi Türkmen'i son yolculuğuna uğurladık. 

Belediye başkanları, kentin tanınmış gazetecileri, sanayicileri, milletvekilleri, siyasileri, oda ve STK başkanları ile toplumun birçok katmanından isim, Türkmen için bir araya geldi. Gazetecilerin "Hamdi Baba"sının naaşı, camiye gelmeden önce iki farklı noktada tören yapıldı.



Mesleğe başladığım Ben TV'de masamdaki oyuncak Göztepe otobüsünü görüp "Bende de başkanlık dönemimden kravat ve sweet var. Gel takas edelim." demesiyle başlayan ilişkimizde kendisinden çok şey öğrendim. Yazdığım köşe yazılarını okuyup sonrasında yorumlamasından tutun da, İzmir Sıcak Haber kurulduktan sonra yaptığı bende saklı bir iyiliğe kadar çok güzel anılar birikti. 

Mühendisti Hamdi Türkmen. Bana göre bu nedenden ötürüdür ki İzmir sevgisi romantik değil, ayakları yere basan tarzdaydı. İşte bu yüzden bazen İzmir'de yapılacak yeni şeylere karşı çıkanlara "istemezükçü" derdi. Örnek mi? İnciraltı ile ilgili planlar, Basmane'deki dev çukur, Alsancak'a yapılmak istenen kruvaziyer limanı ve nicesi.

"İstemezükçü" dedi diye betona binaya aşık da sanmayın Türkmen'i... 8 yıl önceki bir yazısında "Karataş/Asansör semtindeki deniz kıyısındaki üç katlı yalıyı verip apartman yapılmasına izin veren başta babam olmak üzere böyle düşünen herkese kızgınım." diyecek kadar da iyiyle kötüyü net bir şekilde ayrıştırıp bunu da yazıya dökecek cesareti vardır.

Cesaret demişken...

Türkmen'in cenazesi toprağa verilmeden önce okuduğum bir whatsapp yazışmasına inanamadım. Hayatını kaybetmiş bir insanın üstü kapalı bir şekilde özel hayatına dokunduruluyor, cehaletle suçlanıyordu. Seversiniz sevmezsiniz ama daha vefatının üstünden saatler geçmiş bir insanın ardından da böyle yazmazsınız.

Açıkçası hiçbir etik değere uymadığı gün gibi açık bu yazının sahibinin adını bile geçirmeyeceğim ama keşke aynı cesareti gösterip, Hamdi Türkmen hayattayken bu sözleri sarf etseydi de gazetecilerin "Hamdi Baba"sı okkalı bir cevap yazsaydı demekten kendimi alamıyorum.

Belki de o unutulmayan "Sittir sit" yazısının başına bir de "ha" eklerdi...

Mekanın cennet olsun usta. 

YORUMLAR

  • 0 Yorum