Ahmet Uğur Baran

Ahmet Uğur Baran


"Made in Türkiye!"

12 Ağustos 2020 - 12:16

Biliyorsunuz, geçmişten gelen "Made in Turkey" ifadesi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan tarafından yazımın başlığında da olduğu gibi "Made in Türkiye" olarak düzeltildi.

Peki düzeltilen ve değişen yalnızca birkaç harf miydi sizce? Hayır. Birkaç harflik basit değişim, aslında milletimizin dışa bağımlılıktaki makûs kaderinin değişimiydi. Cumhurbaşkanımızın "Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız" sözüyle filizlenen bu değişim, bizleri her zorluktan koruyacak bir değişimdir. Nasıl mı?

Yerli imkanlarla üretilen yeni nesil teknoloji çalışmaları ve bunları ortaya koyan firmalar, yerliliği tartışmalı bazı muhalif unsurlarca alay etmek suretiyle karalanmaya çalışılsa da Türkiye kararlılıkla geleceğe hazırlanıyor. 

Dünya koronavirüs ile boğuşurken hızla imalatı gerçekleştirilen solunum cihazlarından tutun da, yazılım sektörüne kadar birçok alanda mühendislerimizin başarılı çalışmaları göz dolduruyor. 

Bugün Suriye'de, Kuzey Irak'ta, Libya'da, "Mavi Vatan" olan Akdeniz'de emperyalist ve sömürgeci zihniyetler ve onların maşalarıyla aynı anda mücadele edebilen bir Türkiye varsa, işte bu "Made in Türkiye"dir, yani kararlılıktır, azimdir, inançtır, ruhtur.

Başta Almanya olmak üzere, gelişmiş birçok sanayi ülkesinin salgın nedeniyle ekonomik problem yaşadığı süreçte kimse pembe masallara kapılmasın. Küresel ticarete entegre bir ülke olarak uluslararası daralmadan elbette etkileniyoruz, etkileneceğiz. 

Fakat bir düşünün; başta şehir hastaneleri yapılmamış olsaydı, askeri alanda İHA ve SİHA'lardan tutun da, denizlerimiz için kritik önem taşıyan MİLGEM projesine kadar ordumuz yerli silah, mühimmat ve teknolojiyle donatılmasaydı, Türkiye'yi bir lojistik üssüne çeviren yollar, havalimanları, raylı sistemler ve limanlar kurulmasaydı, organize sanayi bölgelerinin sayısı bugünkü noktaya gelmeseydi o zaman ne yapacaktık?

Pandemiden etkilendik diye mavi vatanı Yunanistan'a ve Mısır'a mı bırakacaktık? Korona nedeniyle hastanelerimiz İtalya'ya mı benzeyecekti?

Evet benzinin fiyatlarını biliyoruz, evet asgari ücretlinin geçim derdini biliyoruz. Alım gücünü görüyoruz. Fakat dostlar, dışarıya el açmadan ayakta durmak için bunun bir süreç olduğunun da farkındayız. Hangi evlat, evi ve yemeği daha güzel diye komşusunu kendi ana babasının yerine koyabilir ki? Aksine ailesiyle daha iyiye ulaşmak için el ele verir.

Bakmayın 80 milyonluk yurdumuzda bireylerin yanlışları ve hataları ön plana çıkarılarak yapılan algı şovlarına. Aynı evin, aynı ailenin içinde bile zaman zaman sıkıntı olur. Fakat biliriz ki kol kırılır yen içinde kalır. 

İşte dostlar, Made in Türkiye ifadesinin gücü, tam da buradan gelmektedir. Küresel salgınlar, krizler, iç ve dış mihraklar ile nicesine karşı Türkiye ayakta kalabiliyorsa, ekonomide kesilen sakal daha gür çıkabiliyorsa demek ki yabancının diliyle Turkey değil, kendi göbeğimizi keserek Türkiye olabilmişizdir.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum