İlgi...

İlk yazının çıkmasından sonra yakın çevremin yapmış olduğu yorumlar beni motive ettiği kadar oldukça duygulandırdı. Ayrıca ne kadar doğru bir karar verdiğimi gösterdiği gibi yaptığımız girişim konusunda beni cesaretlendirdi. Herkese çok ama çok teşekkür ederim.

O zaman başlayalım…

Tüm ilişkilerde İLGİ kelimesinin karşılığı olan davranış/ların insanların düşündüğü algıyı karşılamadığı yönünde muhtemelen hepimiz hemfikiriz. Şöyle ki; bana hiç ilgi göstermiyorsun diyen bir bayanın kendi içinde yaşadığı haklılığın karşılığında partnerindeki şaşkınlık tam bir durum komedisidir. Benim bakış açımda bu herkesin haklı olduğu ama çözüm üretilemeyen konular gibidir. Çünkü bayan beklediği (hayalindeki) ilgiyi genelde göremez, partner ise her daim sevdiğini düşünür yaptığı her hareket bu sebepledir ve aslında ilginin ta kendisidir. 

Çevremizde, yapmış olduğumuz durum ve davranışlar bizim hassasiyetimiz içinde çok anlamlı olsa da aslında karşı tarafta sizdeki anlamında karşılık bulmadığında gerçek anlamını yakalayamayan sıradan bir halde görünmektedir. Bununla ilgili hepimizin kendi ilişkilerinde verebileceği sayısız örnek olduğuna da adım gibi eminim. Bu durum iki tarafın karşılıklı oturup duygu ve düşüncelerini birbirleri ile paylaşıp beklentilerini net olarak ortaya koyması ile çözülebilir diye düşünüyorum.

Peki, bizlere hizmet etmek adına seçilmiş olan siyasilerde de durum gerçekten böyle mi?
Yani onlar bizlere olan ilgilerini almış oldukları kararlar ile bizleri gerçekten düşünerek mi aldılar, alınan kararlar yaşayan büyük çoğunluğun gerçekten ihtiyacı mıydı ve yararı için mi alındı ve bizler bu hayata geçen kararların bizimle alakasını algılayabildik mi ya da hala eleştiriyor muyuz? Ve siyasilere şunu diyebilir miyiz?  

“Hayatım benimle hiç İLGİlenmiyorsun” 

Böyle bir çıkış yaptığımızda BİZ ne kadar haklıyız? Bu soruları sormalı ve sorgulamalıyız. Toplumumuzda eksik olduğunu düşündüğüm EMPATİnin hayatımızda daha fazla yer almasını sağlamalıyız. Bu bakış açısını kurarak düşünmeye/düşündürmeye çalışmalıyız. 
Askerde güzel bir söz vardır.

YÜKSEKLERE KAR YAĞAR ÜŞÜNÜR KOMUTANLAR BİZİ BİZDEN DAHA İYİ DÜŞÜNÜR

Hepimiz gün içinde yaşadığımız şehrin yerel yönetimi ya da merkezi yönetimin almış olduğu kararlar doğrultusunda hareket ediyoruz. Gün içinde bizleri etkileyen bu kararlar sosyal yaşamımızda ne kadar gerekli ne kadar etkili ve faydalı. Bu kararlar ile yaşayan BİZ vatandaşlar bu kararların alınış sürecinde sürece ne kadar dahil ediliyoruz. 

Bu durup düşünmemiz gereken en önemli konu olmalı diye düşünüyorum. Amaç eleştirmek değil iyileştirmek olmalı. Toplum olarak eleştirme hakkı aldığımızda (söz hakkı) kantarın topuzunu biraz kaçırabiliyoruz. Tartışma kelimesi son dönemde kavga olarak anlam kazandı ve hareket tarzı oldu. Biz gerçekten tartışmalıyız, münazara etmeliyiz, fikir alışverişinde bulunmalıyız. Bu süreçte de karşımızdaki kişileri cevap vermek için değil öncelikle anlamak için dinlemeliyiz. Hatta sorularımız ile anladığımızı teyit etmeliyiz. Bazen anlatan ve dinleyen farklı anlamları yükleyebiliyor. Biz doğru anlamalıyız. 

Bu sayede problemleri ortaya koyma, sorunları ve çözüm yollarını oluşturma, alternatif geliştirme ve sonuca varma yolunda ciddi olarak aşama kaydedebiliriz…
Devam edecek… ( Kendi adıma beklentilerim )