Simay Akça

Simay Akça


Spor Müsabakalarında Müziğin Yeri

20 Mayıs 2021 - 13:13


Pandemi çok sürmez, okulları 3 haftalığına kapatıyoruz abartmaya gerek yok diye başladığımız Covid’li yaşamlarımızda bir genç olarak ikinci kez “19 Mayıs Atatürk’ü Anma,Gençlik ve Spor Bayramı”nı evde kutluyorum. Gönül isterdi ki virüs bitmiş, kontrol altına alınmış olsun ve Atatürk’ün biz gençlere armağan ettiği, Kurtuluş Savaşımızın sembolü olan kendi bayramımızı özgürce sokaklarda marşlar eşliğinde müzik yaparak kutlayalım. Fakat bu isteklerin gerçek olmasına daha var gibi gözüküyor… Gidişat böyle olunca, sokaklarda sizlere müzik yapamıyorum bari ben de evde müzik yapmaya devam edeyim hazır Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız da gelmişken “Spor Müsabakalarında Müziğin Yeri” adlı bir yazıyı sizler için kaleme alayım dedim.

Eskilere gidelim:

Tarihe gücüyle, savaşçı ve yenilmez kimliğiyle geçen Türklerin kültüründe sportif faaliyetlerin yeri göz ardı edilemeyecek kadar çoktur. Özellikle Türk toplumlarının; okçuluk, güreş, atçılık, at yarışları, avcılık, boks, kılıç gibi sporlarla ilgilendiği bilinse de aslında biraz kaynaklar tarandığında hemen hemen her spor dalıyla uğraştığımız ortaya çıkmaktadır. Sportif faaliyetlerin yanı sıra işin içine müziği de dahil edersek en dikkat çekici kısımlardan birisi de Kırgız Türkleri’nin sportif faaliyetlerinde müziğe yer vermesi oluyor. Kırgız Türkleri; binicilik, okçuluk gibi sportif faaliyetleri gerçekleştirirken şarkı söyler, müzik yaparlarmış. Sportif faaliyetlerini müzikle birleştirmelerinin asıl sebeplerinden birisi de eğlenceyi arttırması ve sporcuların yaptıkları spora kendilerini daha iyi vermesinden kaynaklanmaktaymış.


Günümüze bakacak olursak:

Müziğin duygu durumumuza doğrudan etkisi vardır. Bunun farkında olan sporcular, müsabakalar öncesinde fiziksel ve psikolojik olarak yarışmalara hazırlanma aşamasında müzikten faydalanmaktadır. Yüksek tempolu, hızlı müzikler sporculara enerji verirken aynı zamanda spor öncesi motivasyonlarını da üst seviyeye taşımaktadır. Bu yüzden bazı sporcular kendilerine uyaran olarak temposu daha yüksek, agresif seslerin birleşimiyle oluşan müzik tarzlarını dinlemeyi tercih ettiklerini ve rakip oyuncuyu alt etmede en etkili psikolojik desteklerinin müzik olduğunu belirtmektedir. Bazı sporcuların ise müsabakalar öncesi kaygı ve telaşlarını azaltmak için daha sakin, daha az karışık ve daha yumuşak ses birleşenleriyle oluşturulmuş müzikleri tercih ettikleri bilinmektedir. Böylece sakin müzikleri dinlemeyi tercih eden sporcular da müsabaka öncesi konsantrasyonlarını sağlamakta, daha odaklanmış bir zihne sahip olmaktadır.

Sporcuların kendilerine en uygun müzik tarzlarını belirlemek için kişisel özelliklerine bakmaları gerekmektedir. Bu konuyu kendi üzerimden bir örnekle açıklamak istiyorum. Uzun yıllar profesyonel olarak su topu oynadım. İzmir’den deplasman için farklı illere giderken sürekli yüksek tempolu, kick ve bass seslerinin ön planda olduğu müzikler dinlemek beni inanılmaz derecede motive eder ve zihnimi daha deplasman yolundayken maça hazırlamamı sağlardı. Fakat benden daha uysal bir mizaca sahip olan ve aynı pozisyonda oynadığım takım arkadaşım deplasman yolu boyunca sakin, düşük tempolu müzikler dinlemeyi tercih ederdi. Kendisini motive eden ve maça hazırlayan müzik tarzlarının bu olduğunu söylerdi. Aynı sporu yaptığımız halde farklı müzik tarzları dinlerdik. Ortak noktamız ise “dinlemek” ve müzikti.
 

YORUMLAR

  • 0 Yorum