Simay Akça

Simay Akça


2021 yılının Oscar Ödüllü filmi Sound of Metal'in Ses Kurgusu

15 Temmuz 2021 - 11:29


2021 yılında 93’üncüsü düzenlenen Akademi Ödülleri (Oscar Ödül Töreni) kapsamında yönetmenliğini Darius Marder’in yaptığı “Sound Of Metal” en iyi film, en iyi erkek oyuncu, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi özgün senaryo, en iyi film kurgusu ve en iyi ses kurgusu dalı olmak üzere 6 ayrı dalda Oscar’a aday gösterilip “En iyi film kurgusu” ile “En iyi ses kurgusu” ödüllerini kazandı.

Film, turne ve albüm hazırlığında olan ve aktif şekilde sahne alan müzisyen çift Ruben (Riz Ahmed) ve Lou (Olivia Cooke)’nin bir sahneleri esnasında Ruben’in bateri çalarken birden bire işitme kaybı yaşamasıyla ve işitme kaybı seviyesinin gitgide artmasının sonucunda hayatının geçirdiği değişimi ele almakta. Açılış sekansı, çiftin konserinde yüksek tempolu ve karanlık sözler içeren metal bir müzik eşliğinde başlıyor. Film, ilk izlenim olarak, açılış sekansına yakın şekilde gideceğini, sürekli metal müzik duyacağımızı, yoğun ve karışık bir hayat yaşayan iki çifti izleyeceğimizi düşündürse de hemen sonrasındaki sekansta, çiftin normal yaşamlarındaki sakinliği, birbirlerine bağlılığı ve hayatı yaşayış biçimlerindeki şairaneliğini bize göstererek tamamen ters köşe yapıyor.

Ben Riz Ahmed’in işitme kaybını ilk yaşadığı andan itibaren film boyunca “Ya böyle bir şey benim başıma gelirse? Müziksiz bir hayat, en büyük tutkunu gerçekleştiremediğin bir hayat nasıl olur?” diye kendime sormadan edemedim. Eğer filmi izlediyseniz mutlaka benzer soruları siz de kendinize sormuşsunuzdur. Çünkü film oyuncunun yerine kendimizi koymamızı sağlıyor ve seyirciyi adeta empati yapmaya seyirciyi. Filmde sesin kullanımına bakacak olursak müzikler besteci Abraham Marder ve Nicolas Becker’e mixing Jaime Baksht , Phillip Bladh ve Carlos Cortes’e ait. Ruben işitme kaybı yaşadığında ve bu kaybın seviyesi arttıkça duyacağımız seslere filter ve compressor uygulanmış. Bu uygulamalarla ses bastırılmış ve alta çekilmiş. Bu sebeple sanki biz de işitme kaybı yaşıyormuş gibi hissediyoruz çünkü ses tamamen arkadan geliyor. Sanki sesleri duymak için bizler çaba gösteriyoruz. Zaten Ruben karakteriyle kendimizi bu kadar bağdaştırmamızın sebebi biraz da ses mühendislerinin mixing aşamasındaki başarısından kaynaklanıyor.

Filmde Ruben sağırlığa doğru giderken biz de gidiyoruz. O nasıl duyuyorsa ne kadar duyabiliyorsa biz de o kadar duyabiliyoruz. Filmde müzik seçimi kadar sessizliğin nerede kullanıldığı da önemli. Sound of Metal bunu çok iyi başararak sesler ve sessizlikle seyirciye duygu aktarımında güzel bir başarı elde etmiş.



İlk başlarda belirttiğim gibi yoğun bir gürültüyle başlayan film, Ruben’in hayatında geçirdiği evreler (bu sadece somut olarak değil soyut ve ruhani değişim de buna dahil) değiştikçe yavaşlıyor, tempo düşüyor, tınılar dinginleşiyor. Son sekansta yerini piyanoya ve hüzünlü sözler içeren Fransızca bir şarkıya onun sonrasında ise tamamen sessizliğe bırakarak bitiyor. Bu sessizlikte bana kalırsa Ruben karakteri yaşanan bütün travmaları, bundan sonra neler yapması gerektiğini ve yeni kararlarını kafasında baştan sona düşünüyor. Son sekanstaki sessizlik Ruben’a düşünme payı verdiği kadar Ruben’la özdeşleşmiş biz seyircilere de düşünme payı vererek tüm filmde yaşananları hızlıca kafamızdan geçirmemizi sağlıyor, sonra bitiyor.

Sound of Metal (Metal’in sesi) olarak başlayıp “sessizlikteki düşüncelerimizin sesi” ile son buluyor. Ses kurgusu alanında Oscar ödülü almayı tamamen hak eden bir yapım olmuş. Eğer bu ödüllü filmi henüz izlemediyseniz, mutlaka izlemenizi tavsiye ediyorum.

YORUMLAR

  • 0 Yorum