Simay Akça

Simay Akça


Kulağımızda Bir Tını: Beyazperde ve Müzik

19 Şubat 2021 - 13:46

Coronavirüs ile hayatlarımızı sürdürmemiz  yeni normalimiz haline geldiğinden beri sinema salonlarına gitmeyi , heyecan içinde sevdiğimiz bir filmin vizyona girmesini beklemeyi , hayranlıkla takip ettiğimiz yönetmenleri eş dost ile birlikte izlemeyi unutmuş durumdayız.

Sinema salonlarına özgürce gidebildiğimiz günlerde , beni bir filmde en cezbeden şeylerden birisi film boyunca zaman zaman arkadan tatlı bir tını olarak kulaklarımıza çalınan fon müzik, zaman zaman ise filmdeki oyuncuların konuşmadığı ,söz söyleme hakkını müziğe bıraktığı sekanstaki duygunun bizlere sadece ses aracılığıyla iletildiği o anlardır. Tek başına müziği dinlediğimizde bile müziğin tesiri altında kaldığımız anlara sıklıkla rastlarız. Görüntüyle müzik sinemada bir uyum içinde birlikte kullanıldığında biz izleyicilerin  ruhunun en derinlerine işler. Görsel ve işitsel bir sanat olan sinemada müziğin insanları etkileme gücünü kavrayan yönetmenler, sinema tarihinin başladığı yıllardan itibaren ürettikleri filmi daha etkileyici kılmak ve izleyicinin gözünde biricik eserlerini ölümsüzleştirmek için sıklıkla filmlerinde müziğe yer vermiştir.

Yönetmenler , müziği filmlerinde ;  görüntülere derin anlamlar katması , izleyicinin alt metni okumasına yardım etmesi , izleyicinin bir sonraki gelecek sahne için beklentisini arttırması , seyircinin dikkatini dağıtma ya da tam tersi seyircinin dikkatini tek bir olaya çekme amacıyla kullanmışlardır.



Unutulmaz film müziğiyle bir başyapıt : The Godfather (Baba)

Her yaştan ve her kesimden izleyicisinden tam puan almayı başaran yönetmen koltuğunda Francis Ford Coppola’nın oturduğu , Marlon Brando , Al Pacino , James Caan , Diane Keaton gibi pek çok ünlü oyuncuyu künyesinde barındıran The Godfather (Baba) ; filmin yayına girdiği yıl olan 1972 ‘den itibaren zamanın sınırlarını aşmış kült bir yapım haline gelmiş bir başyapıttır. The Godfather’in unutulmazlar listesine girmesinde ve günümüzde de dünya çapındaki ününü muhafaza etmesinde filmin ana müziği olan “ The Godfather Waltz” ‘in  yeri yadsınamaz bir şekilde kendini gösterir.

The Godfather Waltz , sinema müzikleri alanında nam salmış İtalyan besteci , piyanist ve orkestra şefi olan Nino Rota’ya aittir. Film , bir solo trompet’in unutulmaz solo dizisini atmasıyla başlamaktadır. Bu esnada izleyicinin gördüğü tamamıyla siyah bir ekrandır ! Bu solo trompetten duyduğumuz  nostaljik melodi o kadar içimize işler ki gözlerimizi simsiyah ekrandan bir an ayırmaz ve filmin bize neler getireceğini merak içinde beklemeye başlarız.

The Godfather’ın açılışında hiçbir söz ve hiçbir görüntü kullanılmasa da biz filmin havasını müzik sayesinde en baştan koklamış oluruz. Belki de  bunun sebebini en iyi açıklayan sözler ünlü Alman şair Vicher’in bizlere müzik hakkında söylediklerinde saklıdır “Hiçbir şekil ve hiçbir kelime kalbin derinliklerini ve özelliklerini müzik kadar anlatamaz.”

YORUMLAR

  • 1 Yorum