Behçet Şenözhür

Behçet Şenözhür

Seyirci Değil Taraftar --------------- [email protected]

Tribünün ressamları

01 Mayıs 2020 - 09:43 - Güncelleme: 01 Mayıs 2020 - 10:01

Bir pankartın nasıl yapıldığını ilk gördüğümde henüz on dört yaşındaydım.
 
Statta asılı durduğunda fark etmemiştim o kadar büyük olduğunu.
 
Bir parktaydık, hava kapalıydı… Herkes heyecanla işin bir ucundan tutmuştu, kimi boyuyor kimi başka bir pankartı yeni hazırlamaya başlamış, harfleri çiziyordu.
 
Onları hayranlıkla izlediğimi anımsıyorum.
 
O günden sonra gittiğim maçlarda asılı olan pankartların anlamları değişmişti benim için.
 
Bir pankart hazırlanırken en önemli şeyin, eğer açık havadaysak yağmur yağmaması olduğunu düşündüğümü hatırlıyorum o ilk gördüğüm günden.
 
Asıl en önemli şey, o pankarta yazılacak sözü bulmakmış.
 
Bazen bir kitaptan, bir şarkıdan bazen de öylesine söylenmiş, taraftarın kalbinden geçen bir sözden hazırlanabilir pankart.
 
Yeter ki taraftarın o mücadeleci ve sevdalı duygusunu barındırsın içinde.
 
Söze karar verdikten sonra hemen yapılmaya başlanacağını düşünenler yanıldılar.
 
Önce araştırma süreci var…
 
Bu söz daha önce başka bir tribünde kullanıldı mı?
 
Bu söz taraftarı yani bizleri temsil edebilecek kadar iyi mi?
 
Eğer araştırmaların sonucunda daha önce kullanılmamış olduğu tespit edilir ve taraftarı kendine yakışır bir şekilde temsil ettiğine inanılırsa, söz hazırdır.
 
Artık ikinci büyük sorun çözülmelidir.  
 
Pankart nerede yapılacak?
 
Öncelikle pankartın hazırlanacağı yer büyük olmalıdır.
 
Bu bazen büyük bir dükkân, bir evin terası, parklardaki basket sahaları, bazen de kapalı ya da açık pazar yeri olabilir.
 
Yer de belirlendikten sonra üçüncü sorunun çözülmesi gerekir.
 
Bez, boya, fırça gibi malzemeler temin edilmelidir ve arkadaşlar arasında toplanılan para genellikle yeterli değildir.
 
Hemen dört bir koldan destek olabilecek kişiler aranır.
 
Kimi bezi alır, kimi boyayı, kimi ise pankartı yapacak kişilere yemek getirmeyi kabul eder.
 
Pankart yapılacak gün geldiğinde eve genellikle beyaz bir yalan söylenir: Arkadaşta kalacağım. Çünkü o gün pankart yapılacak ve sabahlanılacaktır.
 
Öncelikle bez yere serilir. Sözün kaç harf olduğu, kelimelerin arasında ne kadar boşluk kalması gerektiği hesaplanır. Sonra da bezin üstten, alttan, sağından ve solundan bırakılacak boşluk mesafesini belirlersin.
 
Hatalı yazdığın yerleri rahatlıkla düzeltebilmek için sözü, sabun veya tebeşir ile önceden beze çizmek gerekir.
 
Boyama işlemi başladıktan sonra artık hataya yer yoktur.
 
Büyük bir titizlikle yaparsın boyama işini. Ama bu ciddiyet elindeki fırçayı bıraktığında son bulur ve sen de katılırsın beste söyleyen arkadaşlarına, gururla...
 
Artık pankart bitmiş, asılacağı ilk maçı beklemeye başlamıştır.
 
Takımın için üstüne düşeni yapmanın vermiş olduğu mutlulukla, sabahın ilk ışıklarında çıkan sıcacık boyoz ve yumurta ile kahvaltı yapılır.
 
Geriye son bir sorun kalmıştır: Emek emek hazırlanan pankartları maça götürmek…
 
Maçtan bir gün önce götürülecek pankartlar, pankartları asacak kişiler ve götürecek araba belirlenir.
 
Taraftarın namusu olarak bilinen pankartlar, o kişilere emanettir.
 
Bazen pankart sözleri bir besteye konu olur. Bazen de bir beste sözü pankartlara.
 
Kimi zaman da bir pankartın sözü ertesi gün atılacak bir gazete manşetine…



 
 

YORUMLAR

  • 4 Yorum
  • Sezer Başaran
    3 yıl önce
    Mükemmel bir yazı tebrikler Behçet Şenözhür Tebrikler İzmir Sıcak Haber
  • Sakal Ahmet
    3 yıl önce
    Önceden makineler dandik insanlar full HD' idi, Şimdilerde ise tam tersi.." Onca emek cefa fedakarlık sevgimizin yanında dostluğumuzun yanında gururdu ve paha biçilemezdi.. İnsan özlüyor o günleri hala bu geleneği sürdüren cefakar abi ve kardeşlerimiz var illaki lakin Türkiye'de taraftar guruplarının çoğunluğu bu ve bunun gibi geleneklere nostalji kaldı dijitalleşti ön plana çıkma gayretleri isim ve nam salma maç öncesinde esnasında ve sonrasında bolca story gösteriş caka vs..Halbuki maç öncesinden günler önce başlar hazırlıklar maç öncesinde en iyi ve güzel yere maymun gibi çıkılıp asılır pankartlar tabi maç sonunda bir güzel toplanıp bir sonraki maça, deplasmana GÖZ'ün gibi saklanır.. bir pankartın hikayesi anlattığın gibi hatta dahada fazlası.. ve hiç bir zaman GÖZ önünde olmaz, gurur ve sevgi barındırır namustur, o emekçileri kimse görmez sadece yaşayan bilir asla yaptığını caka olarak satmaz. Tribün emekçilerine selam olsun daima saygı ve GÖZTEPE sevgisiyle kalalım.
  • Ozan öNEN
    3 yıl önce
    Ağzına sağlık kardeşim o soğuk gecelerdeki yapılan pankartlar insanların yüzündeki sıcak gülümsemeler hiç unutulurmu..
  • Ahmet yalçın
    3 yıl önce
    Nekadar güzel ve meşakatli olan bir görevi kaleme almışsın başarılar kardeşim canı gönülden.