Doğan çocuklar bile astımlı… İzmir'in 'KOAH' mahallesi!

2006’dan beri Bornova Pınarbaşı’nda faaliyet gösteren kalker ocağı ile ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın kritik kararını önümüzdeki haftalarda açıklaması bekleniyor. Bakanlık ya ocağın daha da genişlemesi talebine onay verecek ya da veto edecek. Ocakla ilgili bakanlığa itirazda bulunan muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları ise Pınarbaşı’nda doğanın ve insan yaşamının tehlike altında olduğunu vurguluyorlar. Bölgede KOAH ve astım hastalığının arttığı da ileri sürüldü.

Doğan çocuklar bile astımlı… İzmir'in 'KOAH' mahallesi!
02 Eylül 2022 - 11:03
İzmir'in Bornova İlçesi Pınarbaşı Semti’nde Madenler Boğazı Mevkii’nde faliyette bulunan Z A Madencilik şirketi ‘kalker ocağı’ işletmesinin üretim miktarının arttırılması ve çalışma alanının genişletilmesi için geçtiğimiz yıl Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığına başvuru yapmış, bakanlık da yeni bir ‘çevresel etki değerlendirme’ süreci başlattığını duyurmuştu.

Proje tanıtım dosyasını inceleyen Bakanlık İnceleme ve Değerlendirme Komisyonu kararını açıkladı. Proje için ‘nihai onay’ verdiğini ilan eden komisyon proje ile ilgili 10 gün içinde itiraz edilebileceğini duyurdu. İtirazları inceleyecek bakanlığın son kararını açıklaması bekleniyor.BÖLGE HALKINDAN İTİRAZ!
Projenin halkın katılımı toplantısını yaptırmayan Pınarbaşı’ndaki sivil toplum kuruluşlarından ve muhtarlardan bakanlığa itiraz geldi. Ocak alanının 500 metre yakınlarında konut alanı ve zeytinlikler olduğu bilgisi verildiği itirazda söz konusu tesisin çevreye ve insan sağlığına verdiği etkisinin geri dönüşü mümkün olmayan zararlara neden olacağı vurgulandı. İtirazda ÇED sürecinin sonlandırılması talep edildi.

‘GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN ZARAR’
İtirazda “Pınarbaşı mahallesi bitki örtüsü doğal güzellikleri kaynak suları, yerleşim yeri içinden akan pınarları, doğal ve tarihi güzellikleriyle İzmir'in en önemli yerleşim yerlerinden biridir. Mevcut durumda Pınarbaşı mahallesi maden sahalarında gerçekleştirilen faaliyetlerden fazlasıyla etkilenmektedir. Hava kalitesi gün geçtikçe düşmekte, yapılan patlamalarla meydana gelen sarsıntılardan zarar görmektedir. Madenlerden kaynaklanan toz halk sağlığını ciddi ölçüde etkilemektedir. Diğer yandan sürekli meydana patlamalar fiziki olarak zarar vermesinin yanısıra psikolojik olarak da halk üzerinde tahribata neden olmaktadır. Pınarbaşı Mahallesinde yaklaşık 500 mt. mesafede Yeşilçam mahallesinde 1100 mt. mesafede, Kavaklıdere mahallesin yaklaşık 1500 mt. mesafede yer alan ve Okullarda eğitim gören çocuklar da dahil olmak üzere halk deprem korkusuyla karşı karşıya kalmaktadır. Söz konusu tesisin insan sağlığına, çevreye verdiği, 500 mt. uzağında zeytinlik vasıflı alanlarda yer alan zeytin ağaçlarına olan etkisi geri dönüşü mümkün olmayan zararlara neden olacaktır.” İfadeleri yer aldı.
YARI YARIYA BÜYÜYECEK
Proje onaylanırsa mevcut 23,75 hektarlık ÇED alanına 14,2 hektarlık alan daha eklenecek, kapasite de yıllık 450 bin tondan 624 bin tona çıkarılacak. İzmir – Manisa Planlama Bölgesi 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planına göre “Orman Alanı” ve “Ağaçlandırılacak Alan” kapsamında yer alan proje alanında, dinamitle kalker çıkarılmaya devam edilecek.

DAVA HAZIRLIĞI!
Öte yandan Ege’de Son Söz’e açıklamalarda sivil toplum kuruluşları, meclis üyeleri ve muhtarlar, bakanlığın proje için ‘ÇED olumlu’ kararı vermesi ihtimaline karşı dava açma hazırlığında olduklarını dile getirdiler.
 
‘SADECE PINARBAŞI’NIN SORUNU DEĞİL’
Pınarbaşı’nın artık yaşanmaz bir hale geldiğini belirten Kemalpaşa Mahalle Muhtarı Koray Doğru “Bizim istediğimiz tekrar yeşilimize, temiz havamıza, doğamıza ve yaşanabilir bir Pınarbaşı’na kavuşmak. Buradaki bütün insanlar tozdan kapı ve pencerelerini açamıyor. İnsanlar sağlıklı bir hava soluyamıyor. Daha önce kamu kurumlarına yaptığımız bir çok başvuru var. Biz bakanlıktan artık Pınarbaşı halkının sesini duymasını istiyoruz. Okullarımız ve evlerimiz ocağa çok yakın. Patlamalar evlerde sarsıntı, çocuklarda korku yaratıyor. Bu sadece Pınarbaşı’nın sorunu değil rüzgarın hepsi toz bulutu olarak İzmir’i kapsıyor.” dedi.‘ÇOCUKLAR ASTIMLI DOĞUYOR’
Pınarbaşı’nda KOAH hastalarının arttığını da ifade eden Doğru “Pandemi döneminde taktığımız maskeler bir saat içinde sararıyordu. Biz Pınarbaşı’ndaki sağlık kurumlarından ve eczanelerden topladığımız bilgilere göre astım ve KOAH hastaları 2-3 katına çıkmış durumda. Doğan 10 çocuktan 5’i alerjik astımlı doğuyor. Pınarbaşı’nda yaşanılamaz bir doğa ve solunamaz bir hava var. İş makinelerini bir soktular, on tane halı saha büyüklüğünde alanı katlettiler. İzmir Valiliği’ne çözüm çağrısında bulunuyoruz. Büyüyen, kalkınan İzmir’in bunlara ihtiyacı var ama bunlar yaşam alanlarının içinde olmamalı.” diye konuştu.  
 
‘HAYVANCILIĞI BIRAKMAK ZORUNDA KALDIM’
Ocak yakınında hayvancılık ve ziraatçılık yaptığını belirten Gürpınar Mahalle Muhtarı Hasan Osman Bağcı da şunları söyledi:

“Benim yerim ocağın 500-600 metre ilerisinde. Ocaktan dolayı maalesef hayvancılığı bıraktık. Hayvanlarımız düşük yapmaya başladı. Ziraatı çağırdık, bize düşüklerin nedeni olarak havanın kirli olmasını gösterdiler. Biz de çok zarar görmemek için hayvancılığı bıraktık, damlarımız boş, gelip görebilirler. Zeytin ağaçlarımız kurumaya başladı. Ziraat’tan da, Çevre Şehircilik’ten de, maden şirketinden de gelip inceleyebilirler. Her sene zeytin alamıyoruz artık. Daha da yakında zeytinlikler var zeytinlikler var. Sabahların kalkıp muhtarlığa gidiyoruz, telefon çalıyor. ‘Muhtar gelin bizim bir balkonumuzun halini görün. Az evvel balkonu yıkadık. Tozdan sapsarı. Çamaşır astık sapsarı oldu.’ Okul müdürleri de bizi arıyor. Geçen yıl patlama oldu. Deprem oldu diye çocukları dışarı çıkarmışlar. Sıkıntı büyük. Gece de gündüz de, hafta sonu da dinamit patlatma yapıyorlar. Hatta gece, insanlar uykudayken daha çok yapıyorlar”.‘YAŞAM HAKKIMIZ TEHLİKE ALTINDA’
Pınarbaşı Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Cezmi Çulhaoğlu da mıcır ocağının 850 yılık tarihi olan Pınarbaşı’na zararlarına değinerek “Doğasını, havasını ve insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Pınarbaşı yaşanmaz bir hale geliyor. Yaşam hakkımız tehlike altında. Toprağımızdan toz değil fidanlar çıksın istiyoruz. Bakanlık ÇED oluru verirse, muhtarlarımızla, meclis üyelerimizle, derneklerimizle kararı yargıya taşıyacağız ve Pınarbaşımızı savunacağız. Yerleşim yerlerine ve okula 500 metre uzaklıkta bir mıcır ocağı olmaması lazım. Bunu yaparken ağaçları katlederek yaptılar.” dedi.‘4 KOMŞUM KOAH’TAN ÖLDÜ’
Pınarbaşı Esnaf Kefalet Kooperatif Başkanı Mustafa Kanöz ise Pınarbaşı’nda insan canı hiçe sayıldığını vurgulayarak “Benim komşularım arasından sadece 4 kişi KOAH’tan öldü. Yağmur yağdığı zaman sokaklar balçık çamuru oluyor, kanallar tıkanıyor. Televizyonlarda gördüğümüz görüntüler burada da yaşanıyor. Biz artık yaşlanmışız doğacak çocuklarımıza yazık. Biz ne kadar konuşsak da konuşalım hiçbir yetkili ilgilendirmiyor, sesimizi duyuramadık. Yalnız bırakıldık.” ifadelerini kullandı.MECLİS ÜYESİNDEN BAKANLIĞA ÇAĞRI!
Bornova Belediyesi AK Partili Meclis üyesi Akın da “Pınarbaşı’ndaki patlamalar sadece çocukları rahatsız etmiyor. Ünlü dere yataklarımız kuruyor. Biz bunları çok yakından görüyoruz, insanların tedirginlikleri bizi çok üzüyor. Biz bunları Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ilettik, onlar da bize yol gösterdi ama biz bundan daha fazlasını istiyoruz. Gerçekten burada yaşayan bir bireymiş gibi bu incelemeleri burada yaparlarsa bizleri ne kadar haklı olduğumuzu görecekler ve verdiğimiz mücadelenin de sebebini anlayacaklar. Bir çok yere göre yerleşim yerine çok yakın.” dedi.
 
‘KAĞIT ÜZERİNDE KARAR VERİLİYOR’
Pınarbaşı’nda mali müşavirlik yapan Ayhan Gümüşer de ocağın etkilerine değinerek “Geçen hafta İzmir’e kısa bir yağmur düştü. Maden bölgesinde toplanan su huni gibi aşağıya akıyor. Yollarımız 50-60 santimetre kadr bulanık su ile dolandı. Bu devam edersek daha da kötü sonuçlar doğuracak. Karşı tarafın siyasi gücünün yüksek olduğunu düşünüyoruz. Bakanlıklarda karar verenler bu işi kağıt üzerinde görüyor. Bu ocağın yaşam alanlarına yakınlığını etkisini görmüyorlar. Biz Zeytin Yasası’nı göz önünde bulundurarak bu işi yargıya taşımayı düşünüyoruz ve bu işin de peşini bırakmayacağız” diye konuştu.‘BAKANLIK HAVA KİRLİLİĞİNİ BELGELEDİ’
Bölgedeki hava kirlilik oranlarının Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ait seyyar ölçüm araçları tarafından da kayıt altına alındığını ifade eden Gümüşer “Pınarbaşı’nın hava kalitesi ölçmek için hava kalitesini ölçmek için seyyar izleme istasyonu talebinde bulunduk. Bakanlık talebimize istinaden seyyar hava ölçüm cihazlarını Pınarbaşı Pazaryeri’ne kurdu  tam 58 gün gece gündük ölçüm yapıldı. Ölçüm sonuçlarına göre : PM 10 partikül madde  Hava Kalitesi Değerlendirme ve Yönetimi Yönetmeliği’nde yer alan kirletici parametreler için verilen günümüz  sınır değerlerini olan (24 saatlik  %50)  tam 51 gün aşıldığı aşıldığı tespit edildi”


 


YORUMLAR

  • 0 Yorum