Mehmet Sinan Can

Mehmet Sinan Can


Filozoflar kral ya da krallar filozof olmalı

18 Ağustos 2023 - 18:37

“EUDAIMONIA” eski Yunancada “Mutluluk” demektir, özellikle ünlü iki filozof Aristoteles ve Platon mutluluğa çok kafa yormuştur ve bugün birçok insanın da esas amacı hala bu meseleyi çözümlemeye çalışmak olmuştur.

Aristoteles'in iki kitabı “Nikomakhos Etik” ve “Politika”; insanın refahı ve iyi yaşamına ulaşmanın yollarını arayan kitaplardır,  bu kitaplarda “Mutluluk” için gereken şeyler 2500 yıl geçmesine rağmen nerdeyse hiç değişmemiştir.  İnsanlar bugün olduğu gibi 2500 yıl önce de mutluluk için gerekli şeyleri; zenginlik, onur kazanmak, bedensel ihtiyaçlar (Cinsellik, sağlık vb.) olarak tanımlamaktadır ama bunların çoğuna sahip olmak bile insan mutluluğu için hala yeterli değildir.

Zenginlik: Sonu olmayan bir kavramdır.
Onur Kazanmak: Onur ya da mevki kazanma isteği diğer insanlar içindir. Onlar için yapılan bir eylemdir.
Bedensel İhtiyaçlar: Sadece insana özgü bir davranış değil tüm hayvanlarda olan bir güdüdür.

Aristo, bu üç konudaki mutluluk anlayışının izafi ve geçici kavramlar olduğuna kanaat getirmiş ve aradığı geçici olmayan mutluluğa “İnsan refahı” ismini vermiştir.

Aristo İyi olmamız gereken konunun “Zihin ve karakter ile, iyi erdeme sahip olmak” olduğunu ancak bu özeliklerini mükemmelleştiren insanın refaha kavuşacağına karar vermiş.

Aristo'ya göre bu mutluluğa ya da insan refahına doğru uzanan yolculukta, erdemli bir sosyal çevrenin ve en önemlisi de erdemli bir devletin yardımı çok önemlidir.
    
Aristo'nun bu fikri kovalamasına neden olan ise belki de hocası Eflatun yani Platon'dur. Platon aristokrat bir ailenin oğluydu, kaslı ve yakışıklı bir adam olduğu için de kadınların ilgi odağı halindeydi. Kadınlar Platon'a aşkını ifade eder ama Platon kendini Eudaimonia'ya ya da mutluluğun kaynağını bulmaya adar. İşte “Platonik aşk” deyiminin de çıkış noktası budur.
    
Platon genelde hocası Sokrates'in ağzından anlatılan hikâyeler ve bir problemin çözüme adanmış hayali tartışmalarının olduğu otuz altı adet kitap yazmıştır. (Bizler de Sokrates’i bu kitaplardan biliyoruz yoksa Sokrates’in yazdığı bir kitap ya da bugüne ulaşmış bilinen yazılı bir eseri yoktur.)
    
Platon’a göre para, şöhret ve şehvet yanlış değerlere, kariyerlere ve ilişkilere sürükler. Bu durumu da bir grup vahşi at tarafından sürüklenmemize ya da azgın dalgalarla boğuşmamıza benzetir. Yapmamız gereken tek şey “Düşünmek” ve “Kendini Bil”mektir. Kendini bilen insan dürtülerinin peşinden sürüklenmez ve böylece mutluluğu yakalayabilir.
    
Hemen hemen hepimiz güzel şeyleri severiz. Platon; “Bunları niye seviyoruz” sorusunu ilk soran filozoflardan biriydi. Güzel nesneler iyi bir hayatın gerçeklerini fısıldar, hayatımızda eksik ve ihtiyacımız olan şeylerle ilgilidir; nezaket, uyum, denge ve barış gibi. Güzel nesneler ruhumuzu eğitmede bize yardımcı olurlar. Platon sanatı bu yüzden ruha iyi gelen ve ruhu iyileştirici bir aracı olarak görür.
    
Platon da mutluluk konusunda Aristoteles gibi, insanların mutluluğunda toplumların ve devletin görevleri olduğu kanısına varmıştır. Platon toplumların nasıl mükemmel olacağı konusunda Atina'nın rakibi Sparta'dan esinlenmiştir. Sparta, toplumdaki bireyleri askere dönüştüren bir makine gibiydi. İdoller, seks, beslenme, çocukları yetiştirme hatta ekonomik organizasyon bile tek bir amaca yönelikti; asker gibi bir toplum yaratmak ve bu konuda da oldukça başarılıydılar. Platon bu yapı ve organizasyon, mutlu ve ideal bir toplum yaratmak için düzenlenebilir mi diye düşündü.  Atina'da askerlerin ve siyasetçilerin idol olmaması gerektiğini, bunun yerine bilgelerin ve sanatçıların idolleştirilmesi gerektiğini savundu. Bu yüzden savaşçıların değil “İnsanlık için hizmet eden insanların heykelleri dikilmeli ve onların hikâyeleri topluma anlatılmalıdır.” felsefesini savundu ve şu ünlü sözünü söyledi;  “Filozoflar Kral veya Krallar Filozof oluncaya kadar dünya doğru bir yer olamaz!” 
    
Eğer bugün medyada ve toplumda sanattan uzak duruluyorsa, insanlık için emek verenlerden ziyade savaş kahramanları ve siyasetçiler ön plandaysa, devletin eğitim anlayışı da aynı çizgideyse, içinde bulunduğunuz bu toplum ve devlet mutluluk konusunda sizi yalnız başınıza bırakmış demektir.
    
Mutluluğun sırrını çözmek çok zor değil; “Kendimizi bilmek ve geliştirmek” filozoflara göre en büyük ve en doygun Mutluluk budur!

YORUMLAR

  • 1 Yorum
  • Muhammet çakmak
    8 ay önce
    Onur ve erdem bilgelik ve tabiatla uyum içerisinde yaşamak. Muhteşem. Bizlere yeniden hatırlattığınız için teşekkür ederim.