Uzman Psikolog Irına Irmak Bahar

Uzman Psikolog Irına Irmak Bahar


Sosyal Medya, Psikolojimizi Nasıl Etkiliyor?

05 Ocak 2021 - 12:48

Günümüz dijital dünyasında birçok insan, şirket, kurum ve kuruluşlar, sosyal medyayı aktif olarak kullanmaktadır. Artık her bilgiye hızlıca erişebiliyor, kişi, kurum ve kuruluşlarla kolayca irtibat kurabiliyoruz. Kullanıcılar içeriklere, bloglara, haberlere, fotoğraflara siteye girmeden sosyal medya üzerinden rahatça ulaşabiliyor, yorum yapabiliyor ve çevresiyle paylaşabiliyor. Sosyal medyada içerik çok önemlidir. Profile uygun ilgi çeken reklamlar, ilanlar, kampanyalar, içerikler dakikalar içerisinde hedef kitleye ulaşıyor ve aksiyon alıyor. Biz kullanıcıların profiline uygun şekilde düzenlenen bu mesajların avantajları olduğu kadar, ruh sağlığımızı olumsuz yönde etkileme riski de bulunmaktadır. Peki nedir bu olumsuz taraf?

Kıyaslama

Sosyal medyada geleneksel medyanın aksine tek taraflı bir akış yoktur. Sosyal medya tam anlamıyla etkileşim alanıdır. Etkileşim ilk başlarda yardımlaşma, bilgi paylaşma, elden ele yayma şeklinde başladıysa zaman içinde beğenilme, yorum yapılma, adından söz ettirmeye evrildi. Günümüzde sosyal medya kullanıcısı olmayan sayılı insan kaldı diyebiliriz. Sadece genç kesimin değil, yetişkin ve yaşlı kesimin de ağırlıklı olarak kullandığı birçok mecra bulunmakta. Hepsinin ortak özelliği ise, paylaşımda bulunmak. Ebeveynler doğmamış çocuklarına hesap açıyor, çocuklarını paylaşıyor. Çocuk sahibi olmayanlar evcil dostlarına hesap açıp onları paylaşmaktan geri durmuyor. Amaç beğenilme arzusu…



Sosyal medya kullanıcıları kendilerini ve hayatlarını yaşıtlarıyla kıyaslıyor ve kendilerini mutsuz ve umutsuz hissediyor. Sosyal medya fenomenlerine baktığımızda hiçbir zaman hayatlarının yolunda gitmediğine, üzüldüklerine veya bir krizle baş etmek zorunda olduklarına şahit olmayız. Her zaman güzel ve kolay bir hayatları olduğunu düşünüp, kendilerini bu anlamda şanssız hisseden, kendini ve ailesini suçlayan kullanıcılar görmekteyiz. Sadece güzel anların paylaşıldığı mecrada umutsuz bir kıyaslama, geniş pencerede yetersizlik psikolojisinin beraberinde depresyona sebep olabilmektedir.

Gelecek Kaygısı

Sosyal medyada rast gelinen ya da takip edilen kullanıcıların (fenomenlerin) hayat tarzları, sürekli yeni yerler keşfetmeleri, gezip görmeleri, alışveriş yapmaları onları takip eden kullanıcılara da aynı şekilde yaşamalarını aşılamaktadır. Yaşıtlarının sadece bu şekilde yaşayarak para kazanmalarının kişilerde akademik anlamda başarı yakalamalarının bir önemi olmadığını düşündürtmekte ve kendilerine karşı yabancılaşmasını sağlamaktadır. Kişiler sürekli maruz kaldıkları bu yaşantılar karşısında maddi olarak elde edemediği yaşam stili karşısında kendisini eksik hissetmektedir.



Beğenilme Arzusu

Sosyal medya kullanıcıları paylaşım yaptıkça karşılığını alma arzusuyla sürekli olarak hedef kitlesine uygun şekilde davranmaktadır. Bu da sosyal hayatlarında kendine yapılan yorumu ciddiye almayan kişilerde, sosyal medyada beğenilmeme ya da kötü yorum alma durumunda agresyona sebep olmakta, beğenilmeyen veya az beğeni alan paylaşımı kaldırmakta ve ilgisini çekmek istediği sanal ortamdan kullanıcıların beğenisine göre paylaşımlarında değişim yapmaya başlayan kullanıcılar sonunda kendi işlerini, evlerini, yaşam tarzlarını değiştirmeye kadar vardırabiliyor. Bu da orta ve uzun vadede kişileri olmak istemedikleri ama sanal ortamda kabul görmek adına almayacakları kararları almaya itmekte, kendilerine ait olmayan hayatları yaşamaya sahte anılar biriktirmeye yönlendirmektedir. Kullanıcıların zaman içinde ahlaki ve değer yargıları da değiştiği gibi, güzellik algılarında da değişim göstermektedir. Öyle ki sosyal medyada gördüğümüz birbirine benzeyen çok fazla kullanıcı bulunmakta ve hepsi de yüksek etkileşim almaktadır. Kişiler bu profilleri “olması gereken” gibi algılamakta ve bedenlerinde değişiklik yapmaktadır. Son zamanlarda artan estetik operasyonların da sosyal medyada oluşturulan güzellik algısıyla yakından ilgilidir. Kişiler zamanla kendilerini beğenmemektedir ve değişiklik yapacak güçleri yoksa ruh sağlığında ciddi bozulmalara sebep olmaktadır.



Stres ve Saldırganlık

Sosyal medyada geçirdiğimiz vaktimizi çoğu zaman kontrol edemiyoruz. Dolayısıyla yapmamız gereken işleri, ödevleri kaçırabiliyoruz. Bundan doğan sorunlarla baş edemiyor ve strese bağlı bir dizi sorun yaşıyoruz. Zamanı iyi değerlendirebilme yetisi olduğunda sorun yaşamayan bireyler sosyal medyadan uzak kaldıklarında agresif tutum sergileyebilmektedir. Teknolojinin de gelişmesi ile beraber internetten ve sosyal ağdan kopamama, onlarsız yaşayamama korkusunu yani nomofobiyi ortaya çıkartmıştır.

Üzerinde çok konuşulacak bu konuda yeni adımlar atılacak olan bir diğer tehlike ise, küçük yaş kullanıcıların sosyal medya mecralarını bilinçsiz olarak kullanmalarıdır. Küçük yaş kullanıcıların internet üzerinde kimler ile konuştukları neler paylaştıkları çoğu aileler tarafından takibi yapılamamaktadır. Çocuklarımızın tıpkı fiziki yaşamda olduğu gibi sanal ortamda da ebeveynlerce kontrolü yapılmalı, özellikle fotoğraf paylaşımlarına dikkat edilmeli ve tanımadıkları kişilerle sohbetleri engellenmelidir. Sanal ortamda kullanıcılar kolayca sahte hesaplar açabiliyor, hakkımızda birçok bilgiye sahip olup tabiri caizse evimizin içine kadar girebilmektedirler.
Sosyal medyanın amacına uygun ve zaman konusunda bilinçli kullanıldığı takdirde büyük kolaylık olmakla beraber, kontrolden çıktığında ise olumsuz ve telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğuracağı unutulmamalıdır.

YORUMLAR

  • 2 Yorum