Dyt. Beyza Yalav

Dyt. Beyza Yalav


Karın içi yağlanma, zayıf olanlar için de tehdit oluşturuyor!

10 Mayıs 2021 - 10:50


Çocuğundan yaşlısına kadar her yaşta karın bölgesindeki iç yağlanma, pek çok sağlık sorununun nedeni olabiliyor. Oysaki sağlıklı beslenme ile doğru diyeti uygulayarak bu sorunu ortadan kaldırabiliyoruz. Bu hafta sizlerle bu konuyu daha detaylı inceleyeceğiz. Sizin de karın içi yağlanma probleminiz var ise bu yazı mutlaka dikkatinizi çekecektir. Çünkü yazının devamında bu sorunu nasıl ortadan kaldıracağımızı da anlatıyor olacağım.

Birçok danışanım ve çevremdeki kişiler, vücutlarındaki aşırı yağlanmayı yalnızca estetik bir sorun olarak görüyor. Oysa karın içindeki ve iç organlar üzerindeki yağlanma diyabetten kalp ve damar hastalıklarına, sirozdan böbrek problemlerine kadar pek çok sorunu beraberinde getiriyor. Peki karın içi yağlanma sadece obez bireylerde mi vardır? Tabi ki hayır. Karın bölgesindeki yağlanma normal vücut ağırlığında olan kişilerde de rastladığımız bir sorun. O yüzden de düşük kiloda olmak ya da genç yaşta olmak sağlıklı olduğumuz anlamına maalesef ki gelmiyor.

Vücutta yağ birikiminden sorumlu olan hormon insülin hormonudur. Karbonhidrat içerikli gıdalar sindirildiğinde ise vücutta son dönüştükleri ürün glikoz oluyor. Eğer çabuk sindirilen ve hızla kana karışan basit şeker içeren gıdalar tüketilirse, kan şekerinde ani yükselmeler ve dalgalanmalar oluşmaya başlıyor. Kan şekerinin belli sınır değerin üstüne çıkması durumunda ise hücreler zarar görmüş oluyor. Vücudun bunu durumla başa çıkabileceği en önemli silahı da insülindir. Pankreastan salgısı yapılan insülin, yükselen glikozu ilk aşamada kaslara ve karaciğere yönlendiriyor. Eğer kas ve karaciğerdeki şeker depoları doluysa, fazla şeker trigliserite dönüştürülerek yağ depolarına gönderiliyor. Ancak bu depoların da belli bir hacmi var. Normalde cilt altı yağ dokusu artıp azalarak kişinin beslenmesine uyum sağlar. Eğer depo edilecek yağ miktarı başlarsa o noktada bir sorun oluşmaya başlıyor demektir. Yağlar hücrelerin alabileceği kapasiteyi aşarsa iç organların etrafında, özellikle karaciğer ve damar çeperinde birikmeye başlıyor. Bu birikimler sonuncunda da insülin direnci gelişmeye başlar ve vücudunuz size ‘dur!’ demeye başlar. Siz hala beslenmenizi düzeltmiyorsanız kalp damar hastalıkları, karaciğer yağlanması ve diyabet gibi pek çok kronik hastalığa zemin hazırlıyorsunuz demektir.



SİROZUN ASIL NEDENİ VİRAL ENFEKSİYONLAR MI, YOKSA KARACİĞER YAĞLANMASI MI?

Hacim ve sayı olarak artan yağ hücreleri kalbin etrafında toplandığı zaman kalp hastalıklarına, damarların etrafında toplandığı zaman damar tıkanmalarına, pankreasta toplandığı zaman diyabete yani şeker hastalığına, karaciğerde toplandığı zaman ise siroz daha da kötüsü karaciğer yetmezliğine yol açabiliyor. Böbrek çevresinde toplandığı zaman organda fonksiyon bozukluğuna sebep olabilir. Eskilerde sirozun en önemli sebebinin viral enfeksiyonlar olduğu düşünülürmüş. Günümüzde ise bu problemin ortaya çıkmasında en önemli etkenin karaciğer yağlanması olduğu düşünülmektedir. Karaciğer ve diğer organlar üzerindeki yağlanma çocukluk döneminde de görülebilir ve bunun en önemli sebebi de düzensiz ve yanlış beslenmektir.

Çevrenizde aşırı kilosu olup yağlanmasının olmadığı ya da normal kiloda olmasına rağmen yağlanma problemi olan kişiler mutlaka vardır. Aynı şekilde danışanlarım arasında normal vücut ağırlığına sahip olup iç yağlanmasının yüksek olduğunu gözlemlediğim durumlar da oldu. Bel çevresi ise bu sorunun anlaşılabileceği en önemli parametrelerden biridir. Hemen elinize bir mezura alın ve bel çevrenizi ölçün. Bel çevresi için kadınlarda 88 cm, erkeklerde 102 cm üstü kronik hastalık riski olarak kabul edilir. Şişmanlığı iki meyveye benzetecek olursak. Elma tipi şişmanlıkta yağlanma daha çok karın bölgesinde ve vücudunuzun üst taraflarındadır. Armut tipi şişmanlıkta ise yağlanma daha çok alt bölge ve kalçalardadır. En tehlikeli şişmanlık tipi kesinlikle yağlanmanın karın bölgesinde olduğu elma tipi şişmanlıktır. Eğer siz de elma tipi şişmanlık sorunuyla karşı karşıyaysanız, önce bir endokrinoloji uzmanına gözüküp gereken testler yaptırmalısınız. Daha sonra da çalışmak istediğiniz bir diyetisyen ya da beslenme uzmanıyla birlikte sağlıklı beslenme alışkanlıklarını kazanmaya başlayınız.

HATALI ARA ÖĞÜNLER DE KİLO ALDIRABİLİR!

Ara öğünlüğü alışkanlığımız maalesef ki kültürümüzde yok. Genellikle de kişiler hızlıca tokluk sağlayan, karbonhidrat içeriği yüksek ve unlu mamullere yöneliyor. Ancak bu gıdalar sizde kısa sürede tokluk sağlasa bile kan şekeri dengenizi bozuyor ve karın içi yağlanmanızı yükseltiyor. Türk kahvesi siz de uzun süre tokluk sağlamayacağı için sağlıklı bir ara öğün olarak kabul edilmiyor. Ancak küçük bir kase yoğurt ve yanına bir porsiyon meyve; iki adet kepekli galeta ve yanına küçük bir dilim peynir; bir adet hurmanın yanına iki adet badem veya bir bardak yağsız süt ya da miktarını kaçırmadan çiğ kuruyemiş ideal ara öğünlere örnek verilebilir. Ayrıca doğru beslenmeye ilişkin daha detaylı bilgiye www.beyzayalav.com adresinden ulaşabilirsiniz.

KARIN İÇİ YAĞLANMANIN NASIL ÖNÜNE GEÇEBİLİRİZ?

  • Dengeli ve doğru beslenin.
  • Ara öğün mutlaka yapın.
  • Doğal gıdalar tüketmeye çalışın.
  • Yağlı ve karbonhidratı yüksek olan gıdalardan uzak durun.
  • Sağlığınız için günde 10.000 adım adın.
  • Kızartma türü gıdalardan kaçının.
  • Kuruyemişlerin miktarına dikkat edin.
  • Şeker tüketimini en aza indirin.
  • Akşam yemeğini hafif tutun.
Meyveyi ölçülü tüketin.

YORUMLAR

  • 0 Yorum