Yüzde 1 oyları var, türlü türlü huyları var

 
Sinemada bilet alırken bir tabir vardır;

"İki tam, bir öğrenci" dersiniz mesela...

Altılı masaya baktığımızda da bunu çok net görüyoruz;

2 tam, 4 öğrenci...

Yalnız şöyle bir sıkıntı var ki bu "öğrenci" biletleri ele avuca sığmıyor.

Boyundan büyük işlerin içine girmekte ve "tam"ı zor durumda bırakmakta üstlerine yok.

Örneğin bir bakıyorsunuz DEVA'nın sözcüsü Anayasa'dan Türklük ifadesinin çıkarılabileceğini söylüyor.

Diğer tarafa bakıyorsunuz, 6 yaşındaki kız çocuğuna cinsel istismar davasında, Saadet Partisi "Konuyu gündemde tutmayalım" diyor. 

"Ben bir konuşsam..." diyen ama bir türlü konuşmayan Davutoğlu ise "Cumhurbaşkanı seçilecek kişi bizim imzamız olmadan karar alamaz" buyuruyor.

Sürecin en "Ağzımızın tadı kaçmasın" kıvamındaki partisi Demokrat Parti'de de, MHP'den kovulduktan sonra yeni adresinin Abdurrahman Çelebi'si gibi davranan Cemal Enginyurt şimdinin en coşkulu muhalifi oldu. Bu mu vitrindeki siyasetçi?

Masa kurulduğu günden beri yaşananlara bakınca başta DEVA ve Gelecek Partisi olmak üzere bu örnekler saymakla bitmez. DEVA'nın tarikatların okul açabilmesi yönündeki çıkışı da yine bu listenin unutulmaması gerekenleri arasında...

Kimse kusura bakmasın ama Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti'nin oluşturduğu ana yönelimin dışında kalan bu partiler ve oy oranlarının çok üstünde yaptıkları çıkışların, masanın ayağına tekme atmaktan hiçbir farkı yok.

Yüzde 1 oya sahip olup, sonra da Cumhurbaşkanlığı kararlarına noter olmaya heveslenenler bilmeliler ki oturdukları masa devrilirse bunun altında kalanlar yine kendileri olacaklardır. 

Özellikle son bir haftadır CHP ve İYİ Parti'nin tabanından yöneticisine kadar görüştüğüm birçok isim de yaşanan rahatsızlık konusunda hemfikirler. 

Dolayısıyla CHP ve İYİ Parti, yeni oylar kazanmalarının böylesi önemli olduğu bir süreçte kendi seçmenlerini dahi küstürecek bu açıklamalara karşı artık hoşgörü dönemini kapatıyor. İYİ Parti'nin DEVA ve Gelecek'ten gelen açıklamalara yönelik çıkışları da bunun işaret fişeği olmuş durumda.

Görülen o ki altılı masada "herkes eşit" mantığının yerini "herkes cüssesi kadar pay alır" mantığı alacak. Çoğulcu demokrasiye dönüşün sebebiyse, masanın azgın azınlığı...