Krip-tosuncuk ve Hayaller...

Birkaç gündür ülke olarak ekonomik gündemimiz Thodex...

Yerli bir kripto para borsası olan Thodex'in kurucusu Fatih Özer, iddialara göre sistem içindeki 2 milyar TL'ye vatan kripto parasıyla birlikte yurt dışına kaçtı.

Sülün Osman'dan çeşitli piramit sistemli saadet zinciri oluşumlarına ve ÇiftlikBank olayından Thodex'e kadar bu tarz durumlar ülkemizde yıllardır oluyor ve önümüzdeki yıllarda da olmaya devam edecektir. 

Neden mi? İnsanların hayalleri var da ondan. 

Geçtiğimiz günlerde çıkan "En çok coin işlemi yapan milletlerin başında Türkler var" haberi tam da bu cümlemin altını dolduracak cinsten.

Siz bakmayın "Aza tamah etmeyen, çoğu bulamaz." şeklindek atasözlerine yahut dini referansla fakirliği övenlere. İnsanlar artık sırça köşklerden verilen fetvaları yemiyor.

Vatandaş başını sokabileceği bir ev, ayağını yerden "güvenli şekilde" kesecek teneke olmayan bir araba istiyor. Gençlerse yurt dışındaki yaşıtlarının çerez parasına aldığı teknolojik aletler için aylarca çalışmak zorunda kalmaya tepki gösteriyor. Karşılığındaysa "Cebindeki telefon kaç milyar yeğenim? Ayağındaki ayakkabı kaç para?" diyen sokak röportajı dayılarıyla karşılaşarak iyiden iyiye ümitsizliğe kapılıyor.

Üstüne üstlük bir de cehaletinin kokusu 100 metreden gelen fakat "eriştirildiği" konum sayesinde beyefendi, hanımefendi olmuşlardan meydana gelen kibir sıradağları, ülkemizde nefes alma rakımını iyice yukarı çıkarınca insanlar tutunacak dal arıyor.

Dolayısıyla özellikle büyükşehirlerde gelecek kaygısının böylesine hüküm sürdüğü, maaşların masraflarla ucu ucuna denk düştüğü bir toplumda, alternatif arayan kitlelere, kim bir sihirli değnekle çıkıp geldiğini söylerse illa etrafında toplayacağı bir kitle olacaktır.

İşte bu yüzdendir ki ne zaman ülkemizde liyakat yükselir, alım gücü hakça bir seviyeye gelir, insanların yüzü güler, işte o zaman dolandırıcılık vakaları en aza iner. Zira toku kandırmak zordur fakat kaçımızın tok olduğuysa kocaman bir soru işaretidir.