Başlıyoruz

Sevgili İzmir Sıcak Haber okuyucuları; Türk basınında yeni bir soluk adına gazetemizi sizlerle buluşturmanın heyecanı ve kıvancını yaşıyoruz.

Denebilir ki, “Kim bu İzmir Sıcak Haber?”… Bir solukta anlatayım… “İzmir’in ruhu ve İzmir’in diliyle” şeklindeki sloganımız, bizim kim olduğumuzun bir nişanesi aslında. Gazetemiz; Atatürkçü, vatansever, milli ve manevi değerleri gözeten, aklıselimle hareket ederek bilime sahip çıkan, sanata değer veren bir yapıdadır. Dolayısıyla tüm bu değerleri birleştirip, biraz da iddiamızı ortaya koyduğumuzda diyebiliriz ki İzmir’in kağıda basılı hali, haber sitesine dönüşmüş yüzü olacağız.
Nisan ayında haber sitemiz olan www.izmirsicakhaber.com ile başladığımız serüvenimizde bizlere en çok sorulan soru “Şundaş mısınız, bundaş mısınız?” oldu. Hayır arkadaş! Biz vatandaşız vatandaş! Yazdığımız her haberde sokakta çöp toplayan çocuk da var, ülkenin çıkarları da… Hamaset peşinde koşanlardan, cümleleri makaslayıp halka sunanlardan olmayacağız. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demenin modası geçmiş bir erdem olmadığını, bugün de kıymetli olduğunu göstereceğiz.
Kimsenin şüphesi olmasın ki İzmirliye İzmirlilik satmak derdinde ve “tüccarlığı” derdinde değiliz. İzmir’e dikte edilmeye çalışılan ne varsa biz ona karşıyız. Bu yolda Hasan Tahsin de biziz, körfezin iki yakası da… Velhasılıkelam biz İzmir’iz, İzmir biziz.

İZMİR’İN KURUMLARI YAKINLAŞMALI

Gelecek sayılarımızda da ele alacağımız bir konudan bahsetmek istiyorum sizlere. Başlıktan da anlayacağınız gibi İzmir’in doğrudan Ankara’ya bağlı olan kurumlarıyla yerel yönetimler arasındaki ilişkiler bir süredir soğuk seyrediyor. Suçlu aramadan söylemek gerekirse, iş yapmak isteyen mutlaka karşısındaki tarafından ya engelleniyor ya da geciktiriliyor. Durum böyle olunca da zararı bu kent ve bu kentin insanı çekiyor. Yaşanan çekişmenin temeliyse siyasetten kaynaklanıyor. Etmeyin efendiler. İzmir’e rağmen siyasette zıt kutuplar olarak değil, İzmir için hizmette buluşun.

TEŞEKKÜR EDİYORUZ

Koronavirüs sürecinde birçok işletme kapanıp, birçoğu da ayakta kalma savaşı verirken ofisini açan gazetemiz, para biriktirmeyi değil dostluk biriktirmeyi seçtiğimizdendir ki can suyu niteliğinde destekler gördü. Birbirinden değerli isimlerden alfabetik sırayla bahsetmek gerekirse Ahmet Uğur Baran, Alp Tuğhan, Arda Yağcı, Bülent Necimoğlu, Emre Sarıgedik, İlker Genç, İsmail Keskinoğlu gibi kıymetli isimler yola çıktığımızı duydukları anda dostluklarını hiç eksik etmediler. Kendilerine şükranlarımı sunuyorum.
Yine sayfalarımızda göreceğiniz reklam verenlerimizin her biri; Nevzat Kırmızıalan’dan, Mehmet Ali Kalafat’a, Ayhan Kindik’ten, Umut Tekin’e, Mehmet Erden’e ve kurumsal ilan sahiplerine kadar teşekkürü bir borç biliyoruz.

Kalpten teşekkürlerin son halkasına gelecek olursak; İzmir Sıcak Haber’in ortaya çıkışında beni en çok destekleyen eşime, aileme ve bana kattıklarını asla unutmayacağım mesleki büyüğüm Erol Yaraş’a huzurlarınızda minnet duygumu ifade etmek istiyorum.

LİSANSLI ÜRÜNLERİN ŞİMDİ TAM ZAMANI!

Bilindiği gibi koronavirüs nedeniyle liglerde bu sezon maçlar seyircisiz oynanacak. Tatsız tuzsuz bir sezon bizleri bekliyor. Tabii sezon keyifsiz başlayacak olsa da hepimiz biliyoruz ki İzmir kulüplerinin mali çarkları, birkaç kişinin özverisiyle dönüyor. Dolayısıyla kulüpler yine futbolculara maaş verecek, yine deplasmanlara gidildiğinde otellerde konaklanacak, yine masraflar milyonlarca lira olacak. Tam da bu noktada taraftara düşense kulübünü yalnız bırakmadığını hissettirmek için lisanslı ürünlerden satın almak olacak. Bilete ayrılamayan bütçeler, bireylerin ekonomik refahına bağlı ölçülerde lisanslı ürünlere dönüşmelidir. Elbette kulüplerimizin de daha kaliteli, daha özgün, daha albenili ürünlere odaklanması şart.

PARTİ ENFLASYONUNA DİKKAT

Son dönemde arka arkaya kurulan siyasi partileri hep birlikte görüyoruz. Kadro oluşturmakta güçlük çeken yeni partilerin, çok açık söylemek gerekirse mevcut durumda kitleleri peşinden sürükleme şansı bulunmamaktadır. Pozisyonunu ittifaklar mücadelesindeki kritik noktalarda kilit konumda olmak üzerine kurgulamaya çalışan bu partilerin, şu an için verimli olabilecekleri 2 farklı husus var. Birincisi ofis mobilyacıları, reklamcılar vb. yerler. İkincisiyse “Nereden olursa olsun, bir koltuğum olsun.” diyenler.