Burak Cilasun

Burak Cilasun


Amiraller ve Bildiri Üzerine...

05 Nisan 2021 - 11:14


Emekli amiraller tarafından yayınlanan bildiri gündeme oturdu.

Nasıl oturmasın ki?

Dünyanın hangi ülkesinde olursa olsun, en üst düzeyden emekli olmuş askeri bürokratlar bu şekilde bir açıklama yapsa dikkat çeker.

Peki bu şekilde bir çıkış doğru muydu?

Yalnızca birkaç yıl önce kanlı bir darbe girişiminin yaşandığı Türkiye'de, gece yarısı "apoletli" bildiri yayınlamak bir kere açık ve net şekilde yüksek egolu ve sorumsuzca bir davranıştır. Sorumsuzca diyorum çünkü Meclis Başkanı Mustafa Şentop, antlaşmanın iptali gibi bir fikrin mandacılığa denk geleceğini söyleyerek zaten AK Parti'nin konuya ilişkin durduğu yeri göstermişti. Bunun üstüne konuyu uzatmak, yeniden altını çiziyorum sorumsuzluktur. Demokrasiyi içselleştirememek, emir komuta zincirini sivile taşımaya çalışmak hatasına düşmektir.

Bir STK çatısı altında birleşip, düşünce topluluğu olursun tamam. Siyasi partilere katılır ve yetkin bir konum elde edersin tamam. Fakat böyle bir yöntem, açıklamanın içeriğini daha okunmadan değersiz kılacak kadar kötü bir yöntemdir.

Devletin ve milletin bekasını düşündüğü savıyla yola çıkan bildiri imzacıları, devlete ve millete nur topu gibi yeni bir polemik yaratmanın ötesine geçemeyeceklerini öngöremiyorlarsa burada büyük bir hata vardır. Kurmay unvanı bulunan bu kişilerin acemi er gibi ortaya atlaması, kurmaylıktan çıkıp, kulaktan duyduklarıyla kıraathanede siyaset parçalayan "kurmalı oyuncak" haline dönüşün acı bir göstergesidir.

Ne yapılabilirdi?

Bir kere mesele Montrö Antlaşması'nın önemini Cumhurbaşkanı Erdoğan'a anlatmaksa, doğrudan iletişim kanalı denenebilirdi. Zannediyorum bu kadar imzacının içinden, randevu alıp görüşebilecek bir heyet çıkarabilirdi. Neden denenmedi?

İkincisi, birinci yol denenip başarısız olunması durumunda bildirinin dili daha yapıcı bir şekilde hazırlanabilir ve daha erken saatte belki bir basın toplantısı ile kamuoyuna duyurusu yapılabilirdi. Bu da tabii gerçekleşmedi.

Dolayısıyla yazımın başlarında belirttiğim bu egolu tavır, bugün ülke gündemini geren bir başlık olarak zuhur etmiş, muhalefetten de destek göremeyince açık ve net elde patlamıştır. Listede bulunan isimlerin içinde geçmişteki başarısıyla takdir görmüş isimlere de zarar yazmıştır.

Geçmişteki unvanlarının arkasına sığınarak gündem olan emekli amirallerin çıkışına ilişkin ilişkin son sözü Nihal Atsız'ın Ruh Adam eserindeki Selim Pusat karakterinin ağzından söylemek en doğrusu:

Sinsi siyasetçilere sırf üniformalı oldukları için asker diyemem...

YORUMLAR

  • 0 Yorum