Tabip Odası Başkanı Dr. Çamlı: İzmir'de günlük vaka sayısı 1000'i geçti!

Kasım-Aralık dönemindeki pikten sonra alınan tedbirlerle İzmir'de günlük pozitif vaka sayının 200'lere indiğini hatırlatan Başkan Dr. Lütfi Çamlı, "Bugün itibariyle bu rakam 1000'den fazla. Henüz üçüncü pikin zirvesine ulaşmadığımızı düşünüyorum. İzmir'de Güney Afrika virüsü de gözüküyor. Analizlerde sonuçların yüzde 70'i, İngiliz varyantlı. Bu durumda hayati önem taşıyan sektörler dışında iş hayatının kesinlikle durdurulması gerekiyor" dedi

Tabip Odası Başkanı Dr. Çamlı: İzmir'de günlük vaka sayısı 1000'i geçti!
02 Nisan 2021 - 14:08
 İzmir Tabip Odası Başkanı Dr. Lütfi Çamlı, SonSöz TV'de önemli açıklamalarda ve değerlendirmelerde bulundu. Gazeteci yazar Muhittin Akbel'in sorularını yanıtlayan Başkan Çamlı, İzmir'de günlük vaka sayısının 200'lerden 1000'e çıktığını belirterek, Güney Afrika virüsünün etkili olduğuna işaret etti.

SAHA VERİLERİ NORMALLEŞMEYİ İŞARET ETMİYOR
Dünyada ve Türkiye'de vaka artışlarına rağmen ülkemizde normalleşme sürecine gidildiğine dikkat çeken İzmir Tabip Odası Başkanı Lütfi Çamlı, alınan kararlarda ekonomik kaygıların ağır bastığını belirtti. Çamlı, "Mart başında normalleşme kararı alınırken dünyada ve Türkiye'de vaka artışı görmeye başlamıştık. Şubatın son haftasında da, bir önceki haftaya göre yüzde 25'lik vaka artışı vardı. Mart başında normalleşme kararı alındığında vaka artışı tüm dünyada vardı. Kasım - aralıkta yaşadığımız ikinci  pikin acı sonuçlarından sonra bir takım kısıtlamalar getirildi ve vaka sayıları önemli ölçüde azalmıştı. 24 Ocak'ta 5 binlere kadar vaka sayıları indi. Ancak sonrasında rehavete yol açan açıklamalar, toplantılar, mitingler ile vaka sayıları arttı. Bu artış sırasında anlamadığımız bir gerekçe ile normalleşe kararı verildi. Normalleşme kararı verirken iki şeyi göz önüne almak lazım. Birincisi sahadan aldığınız veriler bu işareti veriyor mu diye bakılmalı. Ancak sahadaki veriler böyle bir işaret vermiyordu. Burada tercihin, kesinlikle  toplum sağlığı tercihinden öte ekonomik kaygılardan alındığını görmekteyiz" dedi.

ETKİLİ TEDBİRLER ALINMADI
Yeniden artış gösteren vakalar sonrası alınan tedbirler hakkında konuşan  Çamlı, şu değerlendirmeyi yaptı:

 "Tekrar bütün bilim insanlarının Mart sonu, Nisan başında üçüncü pikin olabileceğini belirtmelerine rağmen, bu görüşler ciddiye alınmadı. Artış sürecindeyken, böyle kontrollü süreç denilen bir süreç başlatıldı. 65 civarındaki günlük vefat sayılarımız da yükselmiş durumda.  Şu anda çok etkin bir tedbirler alındığını söyleyemeyiz. Kafe ve restoranlara getiren sınırlama, 15 Nisan'dan sonra başlayacak. Neden bu kadar bekleniyor anlamak mümkün değil."

 İZMİR'DE VAKA SAYILARI BEŞ KATINA ÇIKTI
Türkiye'de gözüken vaka oranlarının büyük bir çoğunluğunun mutasyonlu varyantları olduğuna dikkat çeken Çamlı, vaka sayılarının artmasını şu sözlerle yorumladı:

"Kasım Aralık ayındaki pikten sonra alınan tedbirler sonrasında İzmir'deki günlük vaka sayıları 200'e kadar inmişti. Geldiğimiz noktada günlük vaka sayılarının bini geçtiğini düşünüyoruz. Test pozitiflerinin yüzde 20'lere yaklaştığını duyuyoruz. İzmir'de de Güney Afrika virüsü de gözüküyor. Yapılan analizlerde sonuçların yüzde 70'inin İngiliz varyantlı virüs olduğunu gösteriyor. Bu da bize yeni pikte baskın virüsün, varyantlı virüs olduğunu gösteriyor. Bunda bizim bilmediklerimiz de var. Bulaş hızının çok yüksek olduğunu, gençlerin de hasta olduğunu görüyoruz. Bunların yanında bu virüse karşı aşının ne kadar etkili olacağı konusunda net bir bilgimiz yok. Henüz üçüncü pikin zirvesine ulaşmadığımızı düşünüyorum. Son açıklamada gördük ki, sadece kırmızı iller için sokağa çıkma yasağı geldi. Bu ne kadar etkili olabilir? Geçtiğimiz pikte cumartesi ve  pazar kısıtlaması vardı ancak onunla bir kısım sonuç alınmıştı tüm Türkiye'de. Fakat şu anda bu kısıtlamalar, Karadeniz'de Martın başından beri yapılıyor. Üç büyük il için yeni olabilir ancak baştan itibaren kırmızı olan illerde uygulanıyordu ve vaka sayıları düşmedi. Etkili olmadığını gördüğümüz bir kısıtlamayı, giderek vaka sayıları artan illere uygulayarak vaka sayılarının azalacağını düşünmek, pek doğru durmuyor. Tam kapanmayı artık herkes söylüyor. Hayati önemi olan sektörler dışında iş hayatının durdurulması gerekiyor. Burada bir takım mağduriyetler ortaya çıkacaktır. Esnaflarda, yaşlılarda, yoksullarda mağduriyetler çıkacaktır ancak bunların da sosyal ve ekonomik yardımlarla desteklenmesi gerekiyor. Cumartesi günü bir sınırlama koyduğunuzda, diğer günlerde aynı şekilde devam ettiği taktirde, iki günlük yasağın tek başına bir anlamı ve bu hale gelmiş olan pandemiyi durdurabilmesi çok mümkün olmayacaktır."

AÇIKLAMALARIN YERİNE ULAŞACAĞINI SANMIYORUM
Sözlerine cumartesi ve pazar günü getirilen sokağa çıkma yasakları üzerinden açıklamalarına devam eden Çamlı, şu ifadeleri kullandı:

"Tam olarak ülkeyi yönetenlerin ne düşündüğünü bilmem mümkün değil. Fakat tam kapanmanın gündemlerinde olmadığını tahmin edebiliyoruz. Uygulamamalara baktığımızda toplum sağlığının öncelenmediğini söyleyebilirim. Tam kapanma kolay bir uygulama değil ancak geldiğimiz noktada bizlere başka seçenek kalmadı. Tam kapanma, kesin çözüm de diyemiyoruz ancak bu süreçte aşılama hızlanırsa zaman kazanılmış olacaktır. Şu anda ülkeyi yönetenler 65 yaş ve üstünün aşılandığını, hasta ve vefatlarda bu yaş grubunun daha kırılgan olduğunu düşünerek, vefat ve hastaneye yatışlarda azalma olur diye hesap yapmış olabilirler. Ancak toplumun sadece yüzde 10'u iki doz aşıyı olabildi. Aşı yapıldı ancak aşının varyant virüslerde ne kadar etkili olacağını da bilmiyoruz. Bu düşüncülerinin çok gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Şu anda 40 bin vaka , önümüzdeki hafta bu sayı 50 bin olursa ne olacak? Yine 2 günlük yasakla mı devam edilecek? Ramazan ayında kafe ve restoranları kısıtlayarak, ancak diğer günlerde teravih namazlarına izin vererek, toplu taşımayı kullanımı devam ederken, böyle bir hastalıkla mücadele edeceklerini düşünüyorlar mı? Mart ayında rakamlarını bu kadar artacağını ülkemizdeki bilim insanları defalarca söyledi ancak etkin bir tedbir alınmadı.  Bu konularda tedbir alınmadığı gibi halka hesap da verilmiyor. Bizzat bu ülkenin Sağlık Bakanı, kapalı ve kalabalık ortamlarda hastalığın yayıldığını söylerken kendisinin de katıldığı kalabalık cenaze törenlerine katılırken biri için özür dilerken diğeri için sessiz kalıyor. Ya da kendi partisinin kongresi için bir şey söylemiyor. Dışarıda esnafa kurallara uymadığı için ceza kesilirken, kalabalık kongreleri yapanlara hiçbir işlem yapılmadı. Böyle bir ortamda kurallara uymayan vatandaşlardan bir şey talep edebilmeniz çok mümkün değil. Kurallara uyulmayan toplantılar sonrası akşamları TV'lerden yapılan açıklamaların çok yerine ulaşacağını sanmıyorum."

EN BÜYÜK HATA, PANDEMİYİ HASTANEDE KARŞILAMAK
Mevcut yoğun bakım yataklarının durumunun şu anlık ihtiyacı karşıladığını belirten Çamlı, ileri süreç için uyarılarda bulundu:

"Yoğun bakım oranları ile ilgili açıklamalar hiçbir zaman tatmin edici olmadı.  Çocuk yoğun bakımları bunlara katılıyor mu, özel sektördekiler katılıyor mu, bilmiyoruz. Yüzde 65 yoğun bakım dolu deniyor. Yüzde 65 sayısı neyin sayısı bilmiyoruz. Bizlerin aldığı sayılar, bizzat sahadan aldığımız rakamlar. Kasım ayında bile yoğun bakımlarda ciddi doluluklar yaşanmış ve ihtiyaçlar karşılanamamıştı. Vatandaşlar acillerde ambulanslarda yoğun bakım sırası beklemişti. Daha sonra vaka sayısı azalınca, bu yoğun bakımlar tekrar covid dışı hastalar için kullanılmaya başlanıldı. Belli bir kısmı pandemi için kullanıldı, diğer kısmı pandemi dışı olarak kullanıldı. Şimdi ise pandemi için açılan yoğun bakımların dolduğunu biliyoruz. Hatta yeniden pandemi alanlarının açıldığını biliyoruz. Şu an ihtiyacın karşılandığını söyleyebiliriz, ancak artışı yaşanması durumunda önümüzdeki süreçte yine aynı sayılar ile karşılaşabiliriz. Önlem almak için yine aynı tabloları görmemiz gerekmiyor. Buradaki yapılan en büyük yanlış, pandemiyi hastanede karşılamak. Bunu yaptığımızı da bir süre sonra ihtiyaca cevap veremiyorsunuz. Pandemi ile mücadele, virüsün bulaştığı yerlerde olur" dedi.

VATANDAŞLAR ZORUNLU OLMADIKÇA EVLERİNDEN ÇIKMAMALI
Tüm dünyada aşıya yönelik temin sıkıntısı olduğunu belirten ve Türkiye'nin aşılanma konusunda çok kötü bir durumda olmadığını belirten Çamlı, sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü:

"Şu an toplumun yüzde 10'u iki doz aşısını olmuş durumda. Bu neredeyse 2.5 ayı aşan bir süreçte geldiğimiz nokta. Bu hızla gittiğimiz durumda 2021'de değil 2022'de bile toplumsal bağışıklığa ulaşabilmemiz mümkün gözükmüyor. Dünyaya baktığımızda aşılama hızı çok yavaş ilerliyor. Dünya geneline baktığımızda çok da kötü değiliz Türkiye olarak... Burada genel sıkıntı, aşı bulamamak. Sağlık Bakanı'nın açıklaması var, günde 1.5 milyon doz aşılama yapabiliriz, diye.. Ancak aşı olmayınca sağlık kuruluşlarınız, sağlık elemanlarınız da olsa, aşı yapamıyorsunuz haliyle. Türkiye'de 1-2 gündür aşı temini konusunda sıkıntı olduğu yönde duyumlarımız var.  Sorun aşı temininde. Buradaki sorun, küresel bir sorun. Aşı, bir hak ve sağlık hakkının bir parçası. Bütün dünyada uygulanan neoliberal politikalar sonrası sağlık ticaretleşti. Bu durum sonucunda da aşı da patentli bir ürün. İnsanlık için bu aşıların patentinin kaldırılması durumunda, bu aşılar insanlığın ihtiyaçlarını karşılayabilecek kadar kısa sürede üretilebilir. Diğer şirketlerle paylaşılıp erişimine izin verilse, dünyada bir sıkıntı çıkmayacaktır. Bu ahlaki çöküş, neoliberal politikaların nasıl çöküş yaratabileceği konusunda bir gösterge.  Pandemiden sonra sanırım birçok sorun yeniden düşünülecek. Bunlardan bir tanesi de aşının kamusal ürün olması gerektiği ve bunun kamu tarafından üretilmesi gerektiği konusu olacaktır. Mevcut aşımız, herhangi bir enfeksiyona karşı yüzde 50 koruduğu söyleniyor. Ağır hastalıklı ölümden yüzde 100 koruyor. Ancak varyant virüslerde ne kadar etkili olacak bundan emin değiliz. Bizlerin aşı olması tek başına anlam içermiyor. Toplumun çoğunluğunun aşı olması gerekiyor. Aşı olan vatandaşlarımızın pandeminin devam ettiğin asla akıldan çıkarmamalılar, hijyen maske ve mesafe kuralına uymalılar. Gerekmediği sürece evden çıkmamalılar, kapalı ve kalabalık ortama girmemeliler. Bu konulara bilinçli bir şekilde uymaları lazım. Ben aşılıyım bana bir şey olmaz mantığı çok ciddi sorunlara yol açabilir."


YORUMLAR

  • 0 Yorum