40 saatlik ofis hayatı artık geçmişte kaldı

"40 saatlik ofis hayatı geçmişte kaldı", "herkese uyan tek bir çalışma politikası yok", "eskimiş alışkanlıkların rahatlığına geri çekilmenin zamanı geçti"... LinkedIn, Dropbox ve Slack... Teknoloji dünyasının önde gelen yöneticileri iş hayatının geleceği ile ilgili öngörülerini anlatıyorlar.

40 saatlik ofis hayatı artık geçmişte kaldı
29 Eylül 2021 - 09:10
 

Pandeminin etkilerinin en çok yansıdığı alanlardan biri de iş hayatı oldu. Şirketler virüse karşı çeşitli önlemler almaya çalışırken salgının seyrine göre de sık sık planlarını değiştirmek zorunda kaldılar. Apple, Google, Microsoft gibi pek çok şirket uzaktan ve evden çalışmaya geçiş yaparken, yeni çıkan varyantlar nedeniyle ofise dönüş planlarını da ertelemek ve hatta çalışma şekillerini kalıcı olarak değiştirmek zorunda kaldılar.

Aşılama çalışmaları devam ederken hâlâ virüsün hızla yayılması iş hayatındaki belirsizlikleri de beraberinde getiriyor. CNN’in sorularını yanıtlayan teknoloji dünyasının önde gelen CEO’ları salgın gölgesinde şekillenen iş hayatı ile ilgili öngörülerini paylaştılar.

DROPBOX: “SINIRLAR ORTADAN KALKTI”

Dropbox’ın kurucusu Drew Houston fabrika çalışma biçimini esas alan 40 saatlik çalışma haftasının artık geride kalacağını söylüyor. Houston sözlerine şu şekilde devam ediyor: “İş yeri artık işin olduğu her yerde olacak ve çalışma haftası her insan için işin en iyi olduğu zaman olacak.” Houston, sınırların ortadan kalkmasıyla daha fazla yeteneğin çekilebileceğine de dikkat çekiyor.

Dropbox kurucusu, ayrıca şirketlerin ve çalışanlar arasındaki sosyal sözleşmelerin yeniden düşünülmesi gerektiğini de belirtiyor:
“İşverenler ve çalışanlar için yeni bir sosyal sözleşme ve zihniyet değişikliği gerekiyor. Şirketlerin, ekipleri için doğru politikaları ve davranışları bulmak için yöneticilere, işlerin yürümesi için de çalışanlara güvenmeleri gerekecek.

Bu ânın heyecan verici yanı; nasıl çalışmak istediğimize karar verecek olmamız.”

LINKEDIN: “HERKES FARKLI ŞEKİLDE ÇALIŞIR”

LinkedIn CEO’su Ryan Roslansky ise herkese uyan tek bir çalışma politikasından uzaklaştıklarını ve ekiplerine ihtiyaçlarına en uygun çalışma modeline karar vermeleri için izin verdiklerini belirtiyor:

“İşimizi en iyi şekilde, en iyi yerde yapmak için birbirimize güveniyoruz. Her bireyin ve her ekibin farklı şekilde çalıştığını öğrendik, bu nedenle hem hibrit hem de uzaktan çalışma esnekliğini benimsemek bizim için en iyi yaklaşım. Birçok çalışan, geçen yıl kazandıkları esnekliği sürdürmeyi umuyor: Küresel olarak, çalışanların yüzde 87’si zamanlarının en az yarısında ofisten uzakta olmayı tercih ediyor, bu da birçoğunun hibrit bir program istediğini gösteriyor.”

Roslansky önümüzdeki ayların belirsizliğine de dikkat çekerek sözlerine şu şekilde devam ediyor: “Önümüzdeki 18 ay boyunca çok fazla belirsizlik göreceksiniz. Bir sürü karışıklık. Hatta biraz dağınık gelebilir ama zamanla işlerin yoluna girmeye başladığını göreceğimize inanıyorum. Şirketler ve çalışanlar, değerlerinin örtüştüğü yerde bir araya gelecek ve bu, iş dünyasında olumlu bir değişim olacak. İnsanlar, tutku hissettikleri şirketlerde kendilerini tatmin eden işlerde ve çalışanlarını şefkatle, güvenle çalıştıran şirketlerde çalışıp çok daha büyük başarılara yol açacaklar.”

SLACK: “GEREKSİZ TOPLANTILAR VE 9-5 ANLAYIŞINDAN UZAKLAŞMALIYIZ”

Pandemi öncesi çoğu şirket gibi ofis merkezli bir şirket olan Slack de esnek çalışmaya geçen şirketler arasında. Slack kurucusu ve CEO’su Stewart Butterfield, geçilen bu yeni çalışma sisteminin işe yaradığını ve çok daha üretken olduklarını söylüyor: “Daha büyük bir iş-yaşam dengesi ile rekor bir hızda müşterilerimize hizmet vermeye devam ettik.”
İş hayatında çalışanların birbirleriyle iletişim kurmasını, görev dağılımı yapmalarını ve iş akışını takip etmelerini sağlayan Slack için Butterfield dijital öncelikli bir yaklaşım benimsediklerini söylüyor:

YENİLİĞİ KUCAKLAYANLAR BAŞARILI OLACAK

“Gereksiz toplantılarla dolu, 9’dan 5’e bir programdan uzaklaşmamız gerekiyor. Tüm çalışanların, ana çalışma saatlerinin o ekibin saat dilimine bağlı olduğu bir ev ekibi var ve zamanı, toplantılarla doldurmamaları gerekiyor. Bu dijital değişimi benimsemek bir gecede olmayacak; ancak öğrenirken, deneyimlerken ve gelişirken esnek olursak, işi daha basit, daha keyifli ve daha üretken hale getirebiliriz.”

Butterfield iş hayatının geleceğinin de daha esnek, kapsayıcı, bağlantılı ve üretken olacağına dikkat çekiyor: “Önümüzdeki on yılda başarılı olacak işletmeler, bu cesur yeniliği kucaklayanlar olacak. Eskimiş alışkanlıkların rahatlığına geri çekilmenin ya da mutsuz bir işgücünü barındırarak yetersiz girişimlerde bulunmanın zamanı geçti. Liderlerin artık daha iyi bir iş yeri ve iş hayatı inşa etme zamanı geldi.”


YORUMLAR

  • 0 Yorum